10 Eylül 2017 Pazar

SAMOS



Uzun zamandır gitmek istiyordum Samos’a , giden arkadaşların öve öve bitirememesi sebebiyle çok merak ediyordum, ağustos’un ilk haftasonu için planımızı yaptık ve Samos’a gitmek için feribot biletlerimizi aldık, Kuşadası limanından Samos’un Pythagorio limanına feribotla 1 saat 10 dakikada gidiyorsunuz ama bizim arkadaş pythagorio’ya alması gerekirken diğer liman olan Vathi limanına almış bileti, vathi pythagorio’ya göre daha sakin bir liman, arkadaşın hatasından dolayı vathi limanına indik, orası 20 dakika daha uzun sürüyor, 1 saat 30 dakika süren yolculuktan sonra Vathi limanına indik, hemen arabamızı kiralamak için limanın karşısındaki manos rent a car’a gittik, eğer daha önceden rezervasyon yaptırmazsanız araba bulma şansınız çok az çünkü herkes rezervasyon yaptırarak gidiyor ve dolayısıyla araba kalmıyor, manos’ta bize rahat edersiniz diye peugeot’un cabriosunu verdiler ama rahat etmek bir yana çok rahatsız bir arabaydı, her bindiğimizde arabayı veren ablanın kulaklarını çınlattık diyebilirim. Arabamızı aldıktan sonra otele uğramadan kendimizi direk denize atalım dedik ve Samos’a gitmeden önce araştırdığımız ve listelediğimiz plajların ilki olan Lemonakia plajından başladık.
Lemonakia plajı küçük bir koya konumlanmış çok güzel bir plaj ve tek bir tesis var, hem yemek hem de içki servisi yapan, açıkçası internette çok gereksiz övgüler alan Lemonakia plajını beğenmedik, tesisde de bir güzel kazıklandık, 4 bira ve küçük patates tabağına 28 Euro bayıldık. Lemonakia’da 1 saat yüzdükten sonra onun hemen yanındaki Tsamadou plajına geçtik.
Tsamadou Lemonakia’ya göre daha büyük ve birden fazla tesisin olduğu bir plaj ve içinde nudistlerin de olduğu bir bölüm var, Tsamadou plajının Lemonakia’dan tek artısı biraz daha büyük olması ve birden fazla tesis olduğu için kazıklanmamamız. Nudistlerin olduğu taraf havlunu serip denize girdiğin ve herkesın kendi halinde olduğu bir yer ve plajın en sağında kalıyor, biz plajın en solundaki beach club’a oturduk, güzel müzikler eşliğinde biralarımızı içerek güneşin ve denizin tadını çıkardık, Lemonakia ve Tsamadou plajlarının denizi çok temiz ama iki plaj da kum değil, taş ve çakıllardan oluşan plajda kesinlikle deniz ayakkabısına ihtiyaç var, eğer gidecekseniz deniz ayakkabısı almadan gitmeyin derim. Tsamadou’da 2 saat yüzdükten sonra adanın batısında kalan Potami Beach’e gitmek için arabamıza bindik ve tabi ki arabayı bize rahat edersiniz diye kiralayan ablanın kulaklarını çınlatarak yolumuza koyulduk, Potami biraz daha uzakta kaldığından yaklaşık 25 dakikalık bir yolculuktan sonra Potami’ye ulaştık, Potami biz gittiğimizde çok dalgalıydı o yüzden orada denize girmek istemedik, deniz güzel, uzun bir kumsalı var ve plajda beach volley etkinliği vardı ama çok dalgalıydı, biraz oturup beach volley oynayanları izledikten sonra ilk günümüzde planladığımız son plaj olan Psili Ammos plajına gitmek için yola koyulduk. 


Samos’ta iki tane Psili Ammos var, biri batı kıyısında, diğeri doğuda, biz ilk gün batıdaki Psili Ammos’a gittik, Potami’den Psili Ammos yolu biraz uzun, rahat arabamızla yaklaşık 40 dakikalık yoldan sonra Psili Ammos’a vardık, ilk gün gittiğimiz plajlar arasında en güzelini sona bırakmışız onu anladık, Psili Ammos diğer plajların aksine tamamen kumdan oluşan bir plajdı ve denizi de gerçekten çok güzeldi, biraz geç gittiğimiz için pek insan yoktu ama bu bizim işimize geldi, kendi kendimize ok eğlendik Psili Ammos’ta, yaklaşık 1 saat 30 dakika vakit geçirdikten sonra hava kararmadan otelimize yerleşmek için Psili Ammos’tan çıkıp Pythagorio’daki otelimize gittik, adanın en batısından doğusuna gideceğimiz için yolumuz uzundu ve yollar virajlıydı, yaklaşık 1 saat 20 dakika süren yolculuktan sonra Samos’un merkezi olan Pythagorio’ya ulaştık fakat inanılmaz bir kalabalık vardı ve her yerde polis, meğerse 5 Ağustos Samos’un kurtuluş günüymüş ve biz de Samos’a gele gele o gün gelmişiz, otele yerleşmek için arabamızı park edecek yer bulamadık o kalabalıkta ve otelden 2 km uzaklıkta bir yere bırakmak zorunda kaldık arabayı, arabayı bıraktıktan sonra bavullarla otelimizi bulduk, otelin sahibi çok konuşan ama çok iyi bir adamdı, bizi odalarımıza yerleştirdi, odamıza yerleşip 15 dakika dinlendikten sonra limana gidip yemek yemek için otelden çıktık, limana gittiğimizde inanılmaz bir kalabalıkla karşılaştık, limanda Samos’un türklerden kurtuluşu kutlamaları vardı, herkes elinde telefon kutlamaları çekiyordu, limandaki restoranların çalışanları bile servisi bırakmış ellerinde telefonları kurtuluş kutlamalarını çekiyordu, gerçekten çok kalabalıktı, kutlamaları izlerken ben yaşa mustafa kemal paşa yaşa diye bağırırken eşim ve arkadaşlar sus şimdi dayak yiyeceğiz senin yüzünden diye beni susturmaya çalıştılar, açıkçası temsili kutlamalarda türklerden adayı cesurca savaşarak aldık dedi kutlamaları seslendiren kişi ama maalesef samos’un da dahil olduğu 12 adayı İsmet İnönü’nün Yunanistan’a hediye ettiğini biliyoruz. O kalabalıkta müsait bir taverna bulup yemek yemek için biraz gezindik ve sonunda boş masa sandalye bulduğumuz bir tavernaya kendimizi attık, deniz mahsullerinden oluşan bir tabak, tsatziki ve greek salad ve tabi ki ozuo’dan oluşan akşam yemeğimizi yedikten sonra günün yorgunluğunu atmak ve sabah dinç olarak kalkıp planımızın geri kalanını tamamlamak için otelimize geçtik. 

Adadaki 2. Ve son günümüz olan Pazar günü sabah 9’da kalkıp, check-out’umuzu yapıp adanın en övülen plajlarından Livadaki’ye gitmek için yola çıktık. Pythagorio’dan yaklaşık 20 dakika süren yolculuktan sonra Livakadi’ye geldik, Livadaki plajına inmek için çok bozuk bir yola giriyorsunuz, yol o kadar kötü ki acaba geri mi dönsek diye düşünmedik değil ama azmettik ve plaja kadar devam ettik, ne de olsa araba bizim değildi, rent a car düşünsün dedik ve bozuk yolda devam ettik, plaja geldiğimizde henüz boştu bizden başka 6-7 kişi daha vardı, arabamızı park ettik ve kendimizi plaja attık, bir de ne görelim, inanılmaz güzerl bir deniz, harika bir kum, ilk gün gittiğimiz 4 plaj bir yana Livadaki bir yana diyebilirim, gerçekten cennetten bir kare gibiydi livadaki plajı, biz gittiğimizde tenha olan plaj saat 12 olduğunda inanılmaz kalabalıklaştı ve gelenler şezlong bulamamaya başladı, biz arabayı park ettiğimizde otoparkta 3 araç daha vardı ama saat 12’de otopark dolmuş insanlar yola park ediyorlardı, saat 9.30’dan 2’ye kadar livadakide vakit geçirdik ve açıkçası oradan ayrılmak istemedik ama arkadaşlar diğer psili ammos’u görmek istedikleri için isteme istemeye cennetten bir köşe olan livadaki’den ayrılmak zorunda kaldık. Livadaki’den çıktıktan sonra 2. Psili Ammos’a gitmek için yola koyulduk, Psili Ammos bölgesindeki Mikali Beach’e gittik.

Mikali Beach’de güzel bir plajdı, kumdan oluşuyordu ve deniz ayakkabısına gerek kalmadan denize rahatça girebiliyorsunuz orda, Mikali Beach’i diğer plajlardan ayıran özelliği ise Müziğin sesinin daha yüksek olması ve diğer plajlarda asla karşılaşmadığımız şezlongun 5 euro olmasıydı, iki şezlonga 10 euro verdik ve biz gittiğimizde happy hour başlamak üzereydi, dj kabine geçti ve bu yazın popüler şarkılarını çalmaya başladı, bizde bistromuzda biralarımızı yudumlayıp müziklere eşlik ettik, Mikali Beach gittiğimiz diğer beachlere göre çok daha kalabalık bir plajdı ve samos gençlerinin tercih ettiği tabir-i caize piyasa bir mekandı. Mikali Beach’de 2 saat takıldıktan sonra artık yavaştan feribotumuzun kalkacağı Pythagorio limanına gitmek için yola koyulduk, yarım saat süren yolculuktan sonra feribotumuzun kalkacağı limana geldiki feribotumuz saat 7’deydi, biraz Pythagori’da gezdikten sonra saat 18.30’da feribotumuza geçtik ve 1 gece 2 günlük Samos gezimizi sonlandırmak üzere kuşadasına doğru yola çıktık.


Bu güne kadar gittiğim Yunan adaları içinde Samos sadece Sakız’dan daha güzeldi, Kos-Rodos-Mykonos-Santorini ve Girit’ten kötüydü, bir daha gider miyim derseniz, dünyada gidilecek çok yer varken samos’a bir kere daha gitmek saçmalık olur derim ama bir daha gitsem sırf Livadaki plajı için giderdim. Samos kendi çapında ufak ve tatlı bir ada, Çeşme-Bodrum’da kazıklanacağınıza Samos’a gidip çok daha uyguna tatil yapabilirsiniz. Yunan adaları genel olarak Çeşme ve Bodrum’a göre çok ucuzlar ve çok daha kaliteliler, o yüzden Kuşadasından 1 saat süren Samos’a gidin derim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder