29 Haziran 2010 Salı

Dünya kupasında çeyrek final maçları analizlerim

2.tur maçlarıda bitti artık geldik çeyrek finallere 2.tur maçlarında beni ingiltere hayalkırıklığına uğrattı gerçi maç 2-1 olduğu zaman verilmeyen bariz golleri verilseydi ve 2-2 olsaydı maç farklı olurdu ama olmadı ve almanya ingiltereyi 4-1 yendi onun dışında portekizin ispanya karşısında hiç varlık gösterememes ve ronaldonun portekize hiç katkıda bulunamaması beni 2.turda şaşırtan 2.olay oldu onun dışında çıkan takımlar için normal diyebiliriz şimdi çeyrek final zamanı ve çeyrek final eşleşmelerini değerlendirelim.
URUGUAY-GANA:
Uruguayın güney koreyi yeneceğini tahmin etmiştim zaten aynı şekilde gananın da abd yi yeneceğini şimdi çeyrek final ve afrikada oynanan turnuvada afrikadan tek takım kaldı o da gana ve afrikanın umudu olarak fizik güçlerinin avantajını kullanarak yarı final peşinden koşacaklar ama uruguay gerçekten çok yere basan bir takım yani oturmuş ve güçlüler bu yüzden bu maçta gana maalesef evine geri döner uruguay yarı finale çıkan ilk takım olur.
HOLLANDA-BREZİLYA:
Bu turnuvada alıştığımız brezilyanın dışında takım oyunu oynayan defansı sağlam ve yıldızlara odaklı olmayan bir brezilya var zor gol yiyolar ve yetenekli forvetleri sayesinde buldukları az pozisyonda goller buluyorlar, hollandaya gelirsek şu ana kadar oynadıkları tüm maçları kazandılar arjen robbeninde takıma katılmasıyla hücum hatları gerçekten rakip defanslar için korkulu rüya oldu robben-kuyt-sneijder-van persie gerçekten hem süratli hem de tekniği yüksek olan bu 4 lü yavaş brezilya defansını oldukça zorlayacaktır ama ben bu maç için kilidin kaleci cesarda olduğunu düşünüyorum o iyi oynarsa maçı brezilya alır ama bence hollanda abd 94 ün intikamını alacaktır kimbilir bebek sevinci yaparlar gol attıktan sonra.
ARJANTİN-ALMANYA:
Arjantin her ne kadar haksız bir golle öne geçsede meksikayı kolay geçti o gol olmasa başka bir gol atarlardı fakat arjantin için şuan en büyük soru işareti güçlü bir takımla oynamamış olmalarıdır oysa almanya ingiltereyi 4-1 gibi farklı bir skorla geçti üstelik 2 inanılmaz kontra atak golü attılar mesut takımı çok iyi yönetiyor ve turnuvanın en iyi takım oyunu oynayan takımı oldu almanya bu maça gelirsek arjantin almanyayı elemek istiyorsa kesinlikle ingilterenin yaptığı hataları yapmamalı yani cümbür cemaat hücuma a gitmemeli öyle yaparlarsa sonuç hüsran olur maradonaya teknik bilgi anlamında güvenmiyorum ama motivasyon olarak kuşkusuz turnuvanın en iyi hocası maç çok zor geçer ama messi tevez higuain ve gerekise militoyla arjantin yarı finale adını yazdırır.
PARAGUAY-İSPANYA:
Yarı finalin son maçında japonyayı penaltılarla geçen paraguayla portekizi 1 golle geçmesine rağmen 90 dakika hep oyunu kontrol eden ispanya karşılaşacak. Öncelikle son sekizde 4 güney amerika takımı olması(5 takım katıldı 2.turda ikis karşılaştı) güney amerika futbolunun ne kadar gelişmiş bir düzeyde olduğunu gösteriyor ama maalesef bu 4 takımdan en zayıfı paraguay ve karşısında gün geçtikçe daha iyi oynayan ispanya var ve bu maç bence yarı finalin en kolay maçı olacaktır ispanya 2.turda daha çok zorlandı diyebilirim ispanya rahat kazanır.

26 Haziran 2010 Cumartesi

TÜRK SİNEMASI

Son 2 ayda sadece türk sinemasının en seçkin en güzel en çok ödül alan ve en değerli filmlerini izledim ve bu konudaki büyük açığımı da kapadım. Popüler kültürde özellikle hollywood filmlerini herkes izlerken maalesef eski türk filmlerinden bi haber olarak yaşıyoruz, hadi yine 1980-1985 kuşağı o eski filmleri ucundan da olsa yakaladı ama 90 ve sonrasının klasikleşen türk filmlerinden bi haber olarak büyüdüklerini söylemek üzücü ama gerçek, ben bu 2 ayda kazandığım birikimlerimi size aktarmak istiyorum ve türk sinemasının mutlaka izlenmesi gereken en nadide en güzel filmlerini en çarpıcı örneklerini yazacağım.
Filmleri yönetmen yönetmen sınıflandırarak sizlerle paylaşmak istedim türk sinemasının birbirinden önemli yönetmenleri gerçekten çok çarpıcı filmlere imza atmışlardır alfabetik sırayla yönetmenler ve bu yönetmenlerin en önemli filmlerinden başlayalım.
ATIF YILMAZ:
Türk sinemasının en iyi 3 yönetmeninden biridir büyük usta Yılmaz ve filmleride genellikle türk insanının o zamanlarda hep yarası olan konulara değinmiştir genellikle Müjde Arla çalışmıştır çünkü filmlerinde çok cesur sahneler vardır ve bu sahnelerde oynayabilecek tek kişi Müjde Ardı ve gerçekten de o filmlerin hepsinde rolünün hakkını vermiştir müjde ar.
Atıf ustanın Müjde Arın harika performansıyla çektiği filmler: Aah Belinda, Asiye nasıl kurtulur, Adı Vasfiye, Dul bir kadın, Kupa kızı bu saydığım filmlerin hepsi de cesaret isteyen filmlerdi o zamanda, ama Atıf Yılmaz hiç kimsenin çekmeye cesaret edemediği bir zamanda bu filmleri çekmiştir, ayrıca Kadının Adı Yok ve Bir Yudum Sevgi filmlerinde bu sefer Hale Soygaziyle yine o döneme damgasını vuracak filmler yapmıştır ve yine Lale Mansurla Meral Oğuzun iki lezbiyeni oynadığı Düş Gezginleri filmi de 92 senesinde baya bir tartışma yaratmış iki oyuncu da tabuları yıkan bir performans sergilemiştir Atıf Yılmazın yönetmenliğinde, yine Atıf ustanın çok tartışılan diğer bir filmi Gece, Melek ve Bizim Çocuklar bir fahişeyle travestinin hikayesin harika yansıtmıştır beyaz perdeye ve son olarak Atıf Yılmazın ve de türk sinemasının en önemli filmlerinden biri en büyük aşk hikayesi Selvi Boylum Al Yazmalımdır bu filmi izleyipte repliklerini ezberlemeyen yoktur sanırım, gerçekten harika bir filmdir Kadir İnanır ve Türkan Şorayın aşkı resmen yaşadıkları bu filmi izlemeyen türk vatandaşı kalmışmıdır acaba.
ÇAĞAN IRMAK:
Çağan Irmak da çektiği filmlerin farklı türlerde olması toplumu etkileyen sarsan filmler yapmasıyla türk sinemasında kendine özel bir tarz oluşturmuştur. Irmakın en önemli filmi ve türkiyede de 3 ay tartışılan çoğu insanın hayatını derinden etkileyen Issız Adamdır onun dışında yine izleyen her 4 kişiden 3ünü ağlatan Babam ve Oğlum yine çağanın sarsıcı filmlerindendir, bana göre Çağanın en başarılı filmi Mustafa Hakkında Herşeydir bu film gerçekten gerek sinema alt yapısı, konu derinliği olsun gerek oyuncuların performansları olsun önemli bir filmdir onun dışında ırmakın ilk filmi olan kısa film Bana Old and Wise ı Çal da gayet etkileyici bir filmdir.
DERVİŞ ZAİM:
Çektiği farklı filmlerle türk sinemasında farklı bir tarzı olan Zaim in Çamur, Nokta ve Cenneti Beklerken filmleri farklı yapımlardır ama Tabutta Rövaşata ve Filler ve Çimenler(bu film kirli türk siyaseti hakkında izleyen herkesi çok iyi aydınlatması bakımından da önemlidir) kesinlikle izlenmesi gereken harika yapımlarıdır diyebilirim.
ERDEN KIRAL:
Erden kralın beni etkilemiş en önemli filmlerinden biri BEREKETLİ TOPRAKLAR ÜZERİNDE dir tuncel kurtizin de oynadığı bu filmde yaşam mücadelesinin nasıl zor olduğunun harika bir öyküsü anlatılır diğer bir Kıral filmi ise Vicdandır Nurgül Yeşilçay, Murat Han ve Tülin Özenin harika oyunculuklarıyla bu film de izlenmesi gereken bir filmdir.
HALİT REFİĞ:
Altın portakalı ilk kazanan film Gurbet Kuşları Halit Refiğin en önemli filmlerindendir filmde adanadan istanbula gelen bir ailenin yaşam mücadelesi çok yalın abartısız bir dille harika yansıtılıyor yine Refiğin başarılı yapımlarından biri de aynı zamanda türk sinemasında hapis temalı filmler içinde önemli bir film olan Karılar Koğuşudur bu filmde Hülya Koçyiğit en başarılı performanslarından birini oynamıştır ve son olarak Teyzem dersem herhalde bu filmi izleyenler hafif bir tebessüm etmişlerdir Müjde Arın oyunculuk dersi verdiği filmde Refiğ bir kadının aşkı nasıl travmatik bir şekilde yaşadığını harika yansıtmıştır.
LÜTFİ AKAD:
Lütfi Akad da türk sinemasına armağan ettiği harika filmlerle sinemamızın en önemli yönetmenlerinden biri olmuştur özellikle Gelin-Düğün-Diyet üçlemesi tüm sinemaseverler tarafından mutlaka izlenmeli sinemanın nasıl yapılacağını adeta bir ders gibi göstermiştir ayrıca bu 3 filmde de inanılmaz performanslar sergileyen hülya koçyiğitte izleyenleri kendine hayran bırakıyor, bu harika üçleme dışında Kızılırmak Karakoyunda Yılmaz Güneyle yine çok güçlü bir filme imza atmıştır Akad ve bence en az Selvi Boylum Al Yazmalım gibi harika olan Vesikalı Yarimde Türkan Şoray ve İzzet Günayla bizi çok etkileyen bir baş yapıt yapmıştır Akad.
METİN ERKSAN:
Erksan da sinemamızın en önemli yönetmenlerinden biridir ve Erksan türk sinemasının gelmiş geçmiş en iyi filminin yönetmenidir o filme geçmeden önce 3 tane çok başarılı filmini yazayım ilki Kuyu bu filmde Erksan harika bir yönetmenlik örneği vermiştir kesin izlenmelidir, Erksanın aşk temasını harika işlediği Sevmek Zamanıda sinemamızın en önemli aşk filmlerindendir, Yılanların Öcü ise türk sinemasında tekrarı çekilen ve ikiside çok başarılı olan tek yapımdır, ilk Yılanların Öcü Erksanın yapımıdır ikincisi daha başarılı dense de bu kişiden kişiye değişir ve büyük ustanın büyük filmine gelelim ülkemizin tartışmasız en iyi filmi olan SUSUZ YAZ türk sinemasına Altın Ayı(Berlin Film Festivali) kazandıran ve uluslararası sinemada adımızın duyulmasını sağlayan olağanüstü bir başyapıttır Susuz Yaz. Erol Taş ve Hülya Koçyiğitin oyunculuğun kitabını yazdıkları bu harika film Erksanın türk sinemasına en büyük hediyesidir.
MUSTAFA ALTIOKLAR:
İyi bir yönetmen değildir tabi ki ama 2 filmi vardır ki kesin izlenmelidir biri İstanbul Kanatlarımın Altında diğeri ise Müjde aAr klasiği olan Ağır Roman.
NURİ BİLGE CEYLAN:
Yeni nesil türk sinemasının en büyük yönetmeni desem abartmış olmam sanırım Ceylan fotoğrafla sinemayı birleştiren ve sinemaya sadece sanat gözüyle bakan ve çektiği her film buram buram sanat kokan türk sinemasına farklı bir soluk getiren bir üstaddır.
Mayıs Sıkıntısıyla başlayan sinema maratonunda hemen ardından çektiği Uzakla taraflı tarafsız herkesin takdiri kazanmış ve Cannes da aldığı sinema özel ödülüyle adını dünyaya duyurmuştur, harika bir filmdir Uzak sinemayla fotoğrafın buluşması bu kadar başarılı yönetilir bir sinema filminde ve bu filmin başarısıyla hem türkiye hem Ceylan sineması avrupa ve dünyada büyük bir saygı kazanmıştır, Uzakın hemen ardından çektiği İklimlerde de fotoğraf sanatını harika kullanmıştır Ceylan ve son filmi 3 maymunla Cannes da en iyi yönetmen ödülünü de kazanmıştır Ceylan her filmi sayısız ödül kazanmıştır ama UZAK gerçekten büyük bir başyapıttır.
ÖMER KAVUR:
Türk sinemasının en kendine has yönetmeni dersem yanlış olmaz sanırım Ömer Kavur çektiği filmlerine öyle damga vurur ki onun tek bir filmini izleyen ondan sonraki filmini izlediği an bu Ömer Kavur filmi der bu yönüyle Ömer Kavurda türk sinemasının en önemli yönetmenlerinden bir olarak türk sinema tarihine geçmiştir. Bir sürü baş yapıtı vardır Kavurun bunlardan izlenmesi gerekenler Karşılaşma, Gizli Yüz ve Akrebin Yolculuğu Ömer Kavur sinemasının en önemli örneklerindendir ayrıca Ah Güzel İstanbul filminde de Müjde Ar ve Kadir İnanırla harika bir aşk hikayesi anlatmıştır Kavur ve Kavurun en önemli filmi türk sinemasının da en iyi filmleri arasına giren Anayurt Otelidir evet sıkıcı gelebilir ilk izlediğinizde ama 2. hatta 3. kez kesin izlersiniz bu harika filmi özellikle Macit Koperin aşmış performansı ayakta alkışlanır bu filmde.
REHA ERDEM:
Erdem de aynı Nuri Bilge Ceylan gibi yeni türk sinemasının en değerli, umut veren yönetmenlerinden biridir. İlk filmi A Ay ı çektikten sonra tam 11 sene film çekmedi A Ay türk sinemasına göre çok farklı bir tarzdır İngmar Bergmanı andıran siyah beyaz harika bir filmdir bu filmden 11 sene sonra çektiği Kaç Para Kaç filmi de erdemin izlenmesi gereken filmlerindendir 2004 te çektiği İnsan Dediğin Nedir ki her eleştirmenden olumlu eleştiriler almıştır ve Erdemin tarzını belirleyen ve bana göre de en iyi filmleri olan 5 vakit ve Hayat Var hem yurtiçi hem yurtdışında birçok ödül kazanmıştır ve Reha Erdem isminin avrupada duyulmasını sağlamıştır ve son filmi Kosmosda da çok farklı bir hikaye anlatmıştır Erdem ve bu filmiyle altın portakal kazanmıştır, çektiği bütün filmler güzel olsa da Hayat Var tam bir baş yapıttır.
SEMİH KAPLANOĞLU:
Meleğin Düşüşü filmiyle tanıdı herkes Kaplanoğlunu çoğu kişi beğenmese de özellikle Tülin Özenin performansı harikaydı o filmde ve bence kesinlikle çarpıcı bir film Meleğin Düşüşü ve ardından Kaplanoğlunun altın portakal kazandığı Yumurta geldi herkes böyle filmmi olur nasıl altın portakal kazanır demişti bu film için ki bu kaplanoğlunun harika üçlemesinin ilkiydi daha sonra Süt geldi ve hemen ardından Berlinde Altın Ayı kazandığı Bal(uluslararası sinemada adımızı duyuran 4.film) sanırım Altın Ayıdan sonra o eleştirmenlerde sinemayı bırakmalılardı Kaplanoğlu da günümüz sinemasının en kendinde has yönetmenlerindendir ve bu saydığım 4 filmi de harikadır.
SERDAR AKAR:
Akarın Gemide ve Barda filmleri gerçekten harika filmler onun dışında Dar Alanda Kısa Paslaşmalar ve Kurtlar Vadisi Irak filmlerini de kesinlikle izlemek gerek iyi yönetim ve iyi hikayelerdir. Barda filmi içerdiği aşırı şiddetle büyük tepki toplasada sinemamızda bu tür filmlerinde çekilmesi adına önemli bir ilk olmuştur Nejat İşlerin de harika performansıyla türk sinemasının önemli yapıtları arasına girmiştir.
SİNAN ÇETİN:
Sinan Çetinde aynı Mustafa Altıoklar gibi iyi bir yönetmen değildir ama sinemayla ilgilenmeyen kişilere sorsanız sinema yönetmeni olarak ilk ikisini sayarlar çünkü sinemadan çok popüler kültür alanında isimlerini duyurmuşlardır bu ikili ama eğri oturup doğru konuşmak gerekirse iyi filmleri de vardır Sinan Çetinin aynı Altıoklar gibi az ama özdür Çiçek Abbas, Berlin in Berlin, Propaganda ve Komiser Şekspir(özellikle Kadir İnanırın etek giymesiyle baya polemik yaratmıştır) izlenmesi gereken filmleridir Çetinin.
TUNÇ BAŞARAN:
Tunç Başaran da türk sinemamıza iki filmiyle önemli katkıda bulunmuştur biri herkesin mutlaka izlediğini düşündüğüm Uçurtmayı Vurmasınlar diğeri de Piano Piano Bacaksız.
YAVUZ TURGUL:
Yavuz Turgul deyince akla direk Şener Şen gelir iki usta türk sinemasına büyük katkılarda bulunmuşlardır sadece tek bir filmde beraber değildiler ama onda da Turgul Müjde Arla çalışmıştır Fahriye Abla da ve Şener Şenle çektikleri ve hepside başyapıt olup kesinlikle izlenmesi gereken filmleri Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni(değeri fazla bilnmeyen harika bir filmdir), Gölge Oyunu(süperdir süper), Eşkıya(fazla lafa gerek yok), Gönül Yarası(aşmıştır) veee türk sinemasınında en iyi filmerinden sayılan MUHSİN BEY(sagılar).
ZEKİ DEMİRKUBUZ:
Demirkubuz da aynı Nuri Bilge Ceylan, Reha Erdem ve Semih Kaplanoğlu gibi yeni nesil türk sinemasının en önemli yönetmenlerinden biridir. 8 film çekmiştir ve bunların 6 tanesi toplumumuzu ve türk insanını çok iyi anlatan filmlerdir.
Üçüncü Sayfa ,Yazgı ,Kıskanmak(Nergis Öztürk harikadır),İtiraf(Başak Köklükaya çok iyi oynamıştır) gayet güzel izlenmesi gereken filmlerdir ama 2 başyapıtı vardır biri Kader ki Masumiyetin sene olarak sonrasında çekilmesine rağmen başlangıcını anlatır diğeri de bence türk sinemasının en ama en iyi aşk filmi olan ve Haluk bilginer ile Derya Alaboranın adeta devleştikleri MASUMİYET tir.

VEEE son olarak türk sinemasının avrupada tanınmasında en etkili en başarılı ve en büyük yönetmene geliyorum.

YILMAZ GÜNEY:
Türk sineması her ne kadar üstte yadığımız harika yönetmenlerin harika filmlerine sahip olsa da Yılmaz Güney hepsinin 3 adım önünde olmuştur sebebi ise sinemamızı avrupa ve dünyaya tanıtan sinemamıza saygı duyulmasını sağlayan ve sinema tarihinde en büyül ödülü kazanan filmi yapan kişi olmasıdır.
Her çektiği film başyapıttır türk toplumunu onun kadar iyi gözlemleyen onun kadar sinemaya iyi yansıtan yönetmen yoktur şimdi bile çekilmesi cesaret isteyen inanılmaz filmleri o zamanlarda çekmesi bile onun ne kadar büyük bir yönetmen olduğunu kanıtlıyor birazdan yazacağım filmler kesin izlenmeli ve büyük usta saygıyla anılmalı diyorum.
İnce Cumali, Prangasız Mahkumlar, Umutsuzlar, Arkadaş, Duvar ve en büyük 3 filmi UMUT , SÜRÜ VE YOL(Türkiyenin dünyada kazandığı en büyük ödül olan cannes da altın palmiye kazanmıştır)
başka söze gerek bile yok önünde saygıyla eğiliyorum YILMAZ GÜNEY.

Dünya kupasında 2.tur maçları analizlerim

Grupların dün gece bitmesinin hemen ardından bugün hiç ara vermeden 2.tur maçlarına başlanıyor güney afrikada ve 8 maç yapılacak 2.turda ben bu 8 maçın analizlerini sizler için yapıcağım.
URUGUAY-GÜNEY KORE:
A Grubu 1.si uruguay güney koreyle karşılaşıcak ilk maçda bugün saat 17.00 de ve kore büyük süpriz yaparak 2.tura çıkmayı başardı ama bence bu bile büyük bir başarı koreliler için uruguay karşısında tutunabilme şansları yok denecek kadar az maç kısır geçer az gol olur ve uruguay 1-0 kazanır diyorum.
AMERİKA-GANA:
2.tur maçlarında böyle bir maç izleyeceğiz deseler açıkçası inanmazdım 2 takımda birbirine denk takımlar denk kuvvetlerin mücadelesi olarak geçicek gananın hep söylediğimiz gibi en zayıf noktası türkiyeninde yakından tanıdığı kalecileri onun dışında fizik kuvvet olarak gayet iyiler ayrıca afrikadan 2.tura çıkan tek takımlar bunun sorumluluğuda var ben bu maçda şansların eşit olduğunu düşünüyorum gol atan kazanır gibime geliyor o da bi parmak farkla sanki gana olur.
ALMANYA-İNGİLTERE:
2.turun en heyecanlı maçı olacak kuşkusuz ve erken final diyebiliriz 2 takımda buraya şampiyonluk için geldiler ve bu maçın uzatmaya gitme ihtimalide yüksek iki takımda temkinli oynayacaktır gruplarda ingiltere kendisinden beklenen oyunu sergileyemedi almanya ise mesut özil liderliğinde ingiltereye göre daha iyi bir performans gösterdi maç kime giderse süpriz sayılmaz ama ben ingilterenin beklenen patlamayı yapacağını ve maçı kazanacağını düşünüyorum.
ARJANTİN-MEKSİKA:
Arjantin 3 maçınıda kazanarak bu turnuvanın en büyük favorisi olduğunu herkese gösterdi ve şu an turnuvanın en iyi futbol oynayan takımı, meksikaya gelirsek fransanın ipini çekmişti 2-0 yenerek ve gerçekten süpriz bir takım ama arjantin bir fransa değil ve bu maçı arjantin zorlanmadan kazanacaktır.
HOLLANDA-SLOVAKYA:
Turnuvanın bir diğer 3 maçta 9 puan alan takımı da hollandaydı portakallarda arjantin gibi en düzgün topu oynayan takımdı diğer takımlar gibi iniş çıkışlı bir top oynamadılar gayet kararlı ve hep çıkışta olan formları sayesinde grupda puan kaybetmediler ve şimdi de kendileri gibi avrupalı olan bir takımla karşılaşacaklar.
kağıt üstünde herkes hollandayı favori görebilir ama unutmayalım slovakya son m aç mutlak kazanması gerekiyordu çıkabilmesi için üstelik rakibi de italyaydı ve 3-2 kazanarak 2.tura adını yazdırdı yani bu maçda hollanda ağır basabilir ama asla maçın favorisi yok ve bu maçda uzatma adayı maçlarımdan biri herşey olabilir gol atan avantajlı konuma geçer hollanda çok çok zorlanır ama bir şekilde kazanır diyorum.
BREZİLYA-ŞİLİ:
Dunganın büyük bir süpriz yaparak ronaldinho,adriano,pato,diego ve marceloyu 23 kişilik kadroya almaması herkesi şaşırttı ve brezilyanın bu turnuvada bir şey yapamayacağı bir takıma sahip olduğu tüm yorumcular tarafından söylendi bende bu fikirdeyim her ne kadar bireysel oyuncular olsalarda her an skoru değiştirecek mükemmel yetenekleri var bu futbolcuların neyse maça gelirsek şili-brezilya maçı 2.turun tek latin amerika eşleşmesi ve bu iki takımın elemelerde yaptıkları maçlarda brezilya 4-2 ve 2-1 mağlup etmişti şiliyi yani şiliye ters gelen bir futbol oynuyor brezilya ama iki takımda birbirini çok iyi tanıyor açıklarını güçlü yanlarını deta ezberlediler şili ispanya maçında yaptığı hatalardan ders alırsa bu maç çekişmeli olacaktır diye düşünüyorum ama brezilyanın kolay olmasada kazanacağını düşünüyorum.
PARAGUAY-JAPONYA:
2.turun 2. güney amerika uzak doğu eşleşmesi de bu maç ilk maçta uruguayın kazanacağını söylemiştik 2.maçta ise paraguayın işi uruguay kadar kolay olmayacaktır özellikle japonya 3 tane fikik golü atarak duran toplarla işi bitirdiler ve honda diye br futbolcu çıktı grupların açık ara yıldızı oldu bu maçta ben japonyayı bir adım önde görüyorum paraguay her ne kadar herkes tarafından favori olarak gösterilse de benim favorim bu maçta hondalı japonya.
İSPANYA-PORTEKİZ:
2.turun son maçı ise yine bu turun en çekişmeli enn heyecanlı maçlarından ikincisi olacak ilk maç tabiki almanya-ingiltere olacaktır. ispanya ve komşusu hemen aldıntaki portekiz aynı coğrafyada olsalarda futbol stilleri tamamen farklı iki takım portekiz her ne kadar bir çok yıldızı olsa da ronaldo üzerine kurulu bir takım ispanya ise her ne kadar bir sürü yıldızı olsada tamamen takım oyunu oynayan bir takım ispanya favori tabiki ama ben bu maçı ronaldonun performansının belirleyeceğini düşünüyorum, ispanyadaki tüm oyuncular ronaldoyu avuçlarının içi gibi tanıyor aynı şekilde ronaldo da onları bakalım hangisi galip çıkacak bu maçtan eğer ronaldo gerçek ronaldo gibi oynarsa portekiz ispanyayı eler ama oynatırlarmı zor.

25 Haziran 2010 Cuma

Dünya Kupası grup sonu değerlendirmelerim

Sonunda geldik grupların sonuna evet izlediğim en süprizli dünya kupası diyebilirim favoriler tek tek döküldü hatta o kadar döküldüler ki son dünya şampiyonasının finalistleri fransa ve italya gruplardan bile çıkamadılar. gelelim gruplara:
A Grubu:
Bu grupta fransanın elenmesi bile beni şaşırtmaz demiştim ve elendi fransa güney afrikada zayıf takım ama belki ev sahibi olmasının avantajını kullanır demiştim o avantajı kullanarak fransayı yendiler ama yetmedi uruguay ve meksika çıktılar gruptan meksika vasattı ama uruguayın yolu yarı finale kadar açık diyebilirim.
B Grubu:
Arjantinin 9 puanla 1.olacağını bilmek marifet değildi ama bu grupta güney korenin 2.olarak çıkması gerçekten marifet tebrik ediyorum koreyi harikaydılar nijerya benim 2.lik adayımdı ama beklenen futbolu oynayamadılar ya da yakubunun o akıllara zarar atamadığı gol onların turuna engel oldu.
C Grubu:
Bu gruptaki ilk 2 adayım 2.tura çıkmayı başardılar nitekim sıralamada değişiklik yaparak ingltere 2.oldu abd ise 1.olarak 2.tura çıktılar slovenya ve zayıf cezayir ise elendiler cezayir tek puanını ingiltereden aldı.
D Grubu:
Turnuvanın süpriz takımı ilan ettiğim sırbistan süpriz yaptı ama elenerek yaptı hemde grubun favorisi almanyayı yenerek tek galibiyetle elendiler gerçekten garip bir turnuva oldu onlar için gana avustralyayı ekrate ederek 2.oldu almanyanın ardından sırbistan ise yazık oldu o yetenekli kadroya diyeyim ben.
E Grubu:
Hollanda nın 1.olacağı belliydi zaten ama bu grupta da uzak doğululardan bir diğeri japonya tahminleri alt üst ederek danimarka ve kamerun gibi 2 zorlu rakibinin üstünde grubu 2.bitirdi kamerun turnuvanın en büyük hayalkırıklığını yaşattı o çekerek danimarka ise japonyaya yenilmesinin bedelini ağır ödedi.
F Grubu:
Turnuva öncesi yorumlarımda fransanın elenmesi süpriz değil demiştim ama italya her ne kadar çok zayıf bir kadroyla gelselerde SON şampiyon olarak en azından çeyrek finale kalırlar diye düşünmüştüm fakat onlar ne yaptılar gruptan çıkamadılar ve büyük hayalkırıklığı yaşattılar tüm dünyaya hiçbir dünya kupasında son şampiyon bu kadar erken elenmemişti artık italyanın revizyon yapmasının zamanı geldi bu kadar yaşlı bir kadro anca buraya kadar gelebildi aynı milan gibi oldu milli takımlarıda.
grubun en zayıf turnuvanın en zayıf 2.takımı yeni zelanda hiç yenilmemesine rağmen 3.oldu ve büyük bir başarı kazandı açıkçası 2.slovakya ise italyayı 3-2 yenerek bunu hak ettğini gösterdi 1. ise paraguay oldu güney amerika takımları 5 te 5 yaparak 2.tura çıktılar 4 ü 1.olarak çıktı büyük başarı kazandılar.
G Grubu:
Bu grup ölüm grubuydu kağıt üzerinde ama öyle olmadı brezilya ve portekiz el ele çıktılar fil dişi biraz güçsüz kaldı kore ise ilk maçta brezilyaya karşı direnişini portekize gösteremeyince portekiz 7-0 gibi tarihi bir skorla ayrıldı maçtan kore turnuvanın en zayıf takımı olarak evlerine brezilyaya 90.dakikada attıkları golün gururuyla döndü.
H Grubu:
İspanya grubun favorisiydi nitekim 1.olarak çıktılar ama ilk maçda isviçreye yenilmeleri onları bi hayli zorladı 2.maçta güçsüz honduras a 2 gol zor atınca herkes acaba mı dedi çünkü son maçta karşılarında 2 de 2 yapan şili vardı ve ispanya mutlaka kazanmalıydı ve kazandı da isviçre ise turnuvanın en zayıf takımlarından hondurasa gol atamayarak berabere kaldı ve evine döndü güney amerikadan 5 takım katılmıştı turnuvaya ve 5i de 2.tura çıktı üstelik 4ü 1.olarak sadece bu grupta şili 2.oldu o da hakem sayesinde diyebilirim.

21 Haziran 2010 Pazartesi

Dünya Kupası 2.Maçlar sonu Değerlendirmelerim

Dünya kupası 2.maçları da bu gece ispanya-honduras maçıyla sona erdi ilk 2 maçlarda turnuvada bir çok süpriz yaşandı turnuvaya tam anlamıyla damga vuran takım yok turnuvaya tek damga vuran VUVUZELA denilen müzik aletleri!!! diyebiliriz.
Maçları grup olarak değerlendirmeye başlayalım.
A Grubu:
ilk maçta hayal kırıklığı yaratan Fransa 2.maçlar sonucunda tamamen karıştı meksikaya 2-0 yenilen fransa bavulunu toplamak için son maçı bile beklemyebilir aslında çünkü son maçta zayıf ev sahibi güney afrikayı yense bile meksika ve uruguay beraberlik halinde gruptan ele ele çıkacakları için fransa evine dönüş biletini almıştır. Bu grubun başında bu grupdan kim çıkarsa süpriz olmaz demiştim fransa elenirse şaşırmam demiştim ve yanılmadım fransa 3.olur meksikayla berabere kalıp uruguay 1. meksika 2.olarak gruptan çıkarlar el ele.
B Grubu:
arjantin koreyi 4-1 yenerek turnuvanın en büyük favorisi olduğunu gösterdi bir kez daha ve yunanistanı da yenerek 9 puanla 2.tura çıkacaklardır 2.ise kim olacak tam bir muamma bence kore-nijerya kazananı 2.tura çıkacaktır ben hala nijerya diyorum izleyip göreceğiz ya nijerya ya da kore 2.tura çıkacaktır 2.olarak.
C Grubu:
Grubun ve turnuvanın favorisi ingiltere 2.maçında da şaşırttı grubun ve turnuvanın en zayıf takımı olan cezayire gol atmayı başaramayan ingiltere 0-0 ile sahadan moralsiz ayrıldı ve 3.maçda slovenyayı yenmek zorunda ki yeneceklerdir çünkü aşırı bir motivasyonla doldular cezayir maçı sonrası, 1.olacak takım ise cezayir-abd maçına bağlı tabi ki ve bence abd cezayiri farklı yenerek 1.olup gruptan çıkacaktır.
D Grubu:
İşlerin en karışık olduğu gruplardan biri de d grubu ilk maçta avustralyaya 4 atan almanya 2.maçında sırbistana yenildi, sırbistan da benim turnuvanın süpriz takımı adayımdı ama ilk maçta ganaya yenilerek şaşırtmışlardı ki 2.maçda almanyayı yenerek benim iddamı haklı çıkardılar 3.maçlara gelirsek avustralyayı yenerek sırbistan 1.olarak çıkacaktır gruptan 2.ise gana-almanya maçına bağlı gana yenilmezse çıkıcak almanya çıkması için mutlaka kazanmalı eğer kingston iyi oynarsa ben gananın yenilmeyeceğini ve almanyanın turnuvaya veda edeceğini düşünüyorum.
Ama yine de sanki almanya sırbistan çıkacak gibi gözüküyor 1.sırbistan 2.almanya olarak gruptan.
E Grubu:
Hollanda 2 maçta 2 galibiyet alarak gruptan çıktı bile son maçta 2 maçta sıfır çeken kamerunla oynayacaklar 2.olarak gruptan çıkmak isteyen 2 takım japonya ve danimarka karşılaşacak ve bence danimarka 2.olarak gruptan çıkacaktır.
F Grubu:
C grubunda nasıl ingiltere 2 puan alıp zayıf cezayiri yenemediyse bu grupta da italya 2 puan aldı ve zayıf yeni zelandayı yenemedi 2 maçta 2 puan alan italya 2.tura çıkmak için slovakyayı yenmek zorunda ki yenecektir grubun 1.ise paraguay oldu bile son maçda yeni zelandayı yenecektir paraguay.
G Grubu:
Portekiz 2.maçda koreye adeta gol olup yağdı 7-0 gibi tarihi bir fark attı ronaldo önderliğindeki portekiz ve gruptan çıkmayı garantiledi gibi bu skorlar brezilyada fildişini 3-1 yenerek gruptan çıktı diyebiliriz. bu grupta 1.olacak takım büyük ihtimalle ispanyayla karşılaşacağı için son maçda karşılaşacak portekiz-brezilya maçı farklı olacak şuan 1.olan brezilya portekizin 1.olmak istememesinden dolayı 1.olacaktır ve erken finalde 2.turda ispanyayla karşılaşacaktır.
H Grubu:
bu grupta ilk maçta isviçreye yenilen ispanya zayıf hondurası 2-0 la geçerek avantaj kaybetti ama yine de son maçda şiliyi yenerse gruptan çıkacaktır isviçrede şiliye yenilerek gruptan çıkmayı garantileme fırsatını tepse de son maçta zayıf hondurasa en a 3 atarak gruptan çıkacaktır 1.olarak 2.çıkacak takım ispanya-şili maçına bağlı ispanyada aynı almanya gibi mutlaka kazanması lazım gruptan çıkması için ve şili de çok güçlü bir ekip ispanya çok zorlanacaktır ama yinede 2.olarak 2.tura çıkacaktır ve erken finalde brezilyayla karşılaşacaktır ama şili berabere bile kalsa çıkacağı için ispanyanın işi çok zor şili çıkarsa şaşırmam açıkçası.

16 Haziran 2010 Çarşamba

Dünya Kupası 1.Maçlar sonu Değerlendirmelerim

Dünya kupasında 1.maçlar bugün ispanya-isviçre maçıyla sona erdi gruplarda ilk maçlar sonunda neler oldu sıralama nasıl oluştu kimler süpriz yaptı hangi takımlar bekleneni veremedi 1.maçlar sonundaki grup analizlerini yapalım.
A Grubu:
İlk maçlar sonucunda grupta herkesin 1 puanı var açılış maçında ev sahibi güney afrika öne geçtiği maçta beraberliğ koruyamadı ve meksikayla 1 er puanı paylaştılar. Grubun diğer maçında ise fransa ve uruguay golsüz berabere kaldılar domenechin tercihleri yine büyük eleştiri aldı henry nin ilk 11 de olmayışı govou ya 85 dakika dayanması eleştiri oklarını domenech e yöneltti fransada kötüydü gerçi. 2.maçlarda gruptaki düğüm çözülecektir güney afrika uruguayla fransa da meksikayla oynayacak kazanan takımlar gruptan çıkar diye düşünüyorum hala fikrim değişmedi fransanın elenmesi bile süpriz olmaz dengeli bir grup ama fransa ve uruguay biraz avantajlı gibi gözüküyor.
B Grubu:
Bu grupta büyük süpriz yaşandı ve grubun en zayıf takımı kore yunanistanı farkı kaçırdığı maçta 2-0 yenerek ben de varım dedi 2.maçta favori arjantin messinin bekleneni veremediği maçta zorda olsa nijeryayı yenerek avantaj sağladı. 2.maçlarda yunanistan nijeryayla arjantin de koreyle oynayacak tahminlerim arjantin ve nijeryanın kazanacağı yönünde ve gruptan arjantinle beraber 3.maçda kore nijerya maçının kazananı çıkacaktır.
C Grubu:
İlk maçlara kaleciler damga vurdu bu grupta favori ingiltere kalecisinin büyük hatasıyla amerikayla berabere kalarak şaşırttı, slovenya da cezayir kalecisinin büyük hatasıyla maçı 1-0 kazanmasını bildi. 2.maçlarda slovenya amerikayla oynayacak ve kazanan bu gruptan çıkacaktır bir adım slovenya önde diye düşünüyorum diğer maçta ise ingiltere güçsüz cezayiri rahat bir oyunla yenecektir.
D Grubu:
Büyük süprizlerden biri de bu grupta yaşandı turnuvanın flaş takımı gözüyle baktığım sırbistan ganaya yenilerek beni şaşırttı diğer maçta grubun favorisi almanya gövde gösterisi yaparak avustralyayı 4-0 yendi ve bu maçta almanyanın beyni bir türktü mesut özil fatih terim kompleksleri yüzünden türk milli takımında oynatamadığımız mesut almanyanın en önemli oyuncusu olarak maça damga vurdu ve almanya onun liderliğinde turnuvaya en iyi başlayan takım oldu bu grupta almanya zaten 1.çıkacak demiştik 2.ise sırbistan demiştim işleri zora girdi ama ben yine de onlardan umutluyum almanyadan 1 puan alırlarsa çıkarlar alamazlarsa turnuvaya veda ederler gana avustralya maçına gelince ben beraberlikten yanayım.
E Grubu:
Hollanda grubun favorisi olarak danimarkayı 2-0 yenerek temiz bir galibiyet aldı. kamerun japonyaya yenilerek şaşırttı 2.maçlarda danimarka kamerun karşısında kazanacaktır ve 3.maçda japonyayı yenerek 2.olup hollandayla bir üst tura çıkacaktır
F Grubu:
Bu grupta da a gurubunda olduğu gibi iki maç da berabere bitti ve tüm takımların 1 er puanı var italya paraguay karşısında yenik duruma düşmesin rağmen kazandı son şampiyon gelecek için hiç de ümit vermedi. yeni zelanda da 90.dakikada attığı golle slovakyayla berabere kaldı bu grupta italya ve paraguay çıkacak demiştim 2.maçlarda italya yeni zelandayı yener slovakya paraguay maçının kazananı da 2.tura çıkar bence o paraguay olur.
G Grubu:
Ölüm grubu dediğimiz gurupta ilk maçlarda fildişi portekizle berabere kaldı ama daha iyi oynayan takım fildişiydi brezilya ise kuzey koreye karşı kötü bir futbol oynamasına rağmen yetenekli ayakları sayesinde 2-1 kazandı kore 90.dakikada attığı gole şampiyon olmuş gibi sevindi çünkü bu gruptan puan alamadan elenecekler en azından gol atmış oldular. 2.maçlar da brezilya fildişiyle porteki kuzey koreyle oynayacak ben portekizin 1. brezilyanında 2.olarak çıkacağını söylemiştim bu maçlar sonunda bu gruptan çıkanlar belli olur 3.maçta da brezilya portekiz maçı kazananı 1.olur.
H Grubu:
Belkide ilk maçların en büyük süprizi gerçekleşti bu grupta turnuvanın en büyük favorisi ispanya isviçreye yenilerek herkesi şaşırttı ve ispanyanın bu yenilgisi işleri karıştırdı hondurasın averaj takımı olacağı bu grupta kim hondurasa daha fazla gol atarsa o çıkacaktır diye düşünüyorum şili 1-0 yenerek hondurası avantaj kaybetti o yüzden 3 takımda 6 puan alabilir ama bence isviçre ve ispanya el ele çıkacaktır bu gurptan ama ispanya 2.olursa daha 2.turda brezilya-ispanya maçı izleyebiliriz.

10 Haziran 2010 Perşembe

güney afrika 2010


Veee 1 aylık şölenin başlamasına sadece saatler kaldı büyük futbol şöleni türkiye saatiyle saat 17.00 de evsahibi güney afrika ile meksikanın açılış maçıyla başlayacak. Bu yazımda grupları tek tek değerlendirip kimlerin gruplardan çıkabileceğini ve şampiyonlukta kimin şansının yüksek olduğunu yazacağım.
A grubu:
Ev sahibi güney afrikanın yanı sıra meksika uruguay ve fransa var bu grupta tabi ki fransa favori ama meksike ve uruguayda iyi takımlar güney afrikada ev sahibi avantajını kullanarak gruptan çıkmak isteyecektir fransa bir adım önde olsa da ben bu grubun süprizlere açık olduğunu düşünüyorum. Fransa bile elenebilir şaşırmam ama benim ilk 2 tahminim fransa ile meksika olacak ama 4 takım da çıkabilir gruptan en zayıf halka ev sahibi olsa da taraftar desteğiyle en azından gruptan çıkabilirler.
B grubu:
4 farklı kıtadan takımın olduğu bu grupta yunanistan arjantin nijerya ve kore mücadele edecek. 4.kore olacaktır açık ara en zayıf takım kore 2.lik için büyük çekişme olacak çünkü arjantin sadece grubun değil şampiyonluğunda en büyük adayı ve bu grupta rahatlıkla 1.olacaktır 2.ise ben nijeryadan yanayım ama yunanistan bu her an herşey yapabilir.
C grubu:
İngiltere, amerika, cezayir ve slovenya bu grubun takımları ingiltere 1.lik için tek favori tabiki çünkü şampiyonanın da en büyük favorilerinden 2.lik için 3 takım çekişir ve üçünden kimin olacağını tahmin etmek gerçekten zor ama ben slovenya diyorum bu grupta ikincilik kimin olursa süpriz olmaz ingiltere dışında tabi ki.
D grubu:
Zor gruplardan biri bu grup diyebilirim almanya öne çıksada avustralya sırbistan ve gana grubun güçlü takımları bu gruptada almanyanın yanında kimin 2.olarak çıkacağı belli olmaz ben sırbistanın bu grupta 1.olacağını düşünüyorum almanyanında 2.olacağını yani ilk süprizim bu turnuvada sırbistan.
E grubu:
Hollanda, japonya, kamerun ve danimarkanın mücadele edeceği bu grupta japonyayı direk 4.olarak eleyebiliriz kalan 3 takımdan hollandayı 1.olarak en üste koyarsak kalan iki takım da 2.olarak gruptan çıkmaya çalışacaklar bence danimarka çıkacaktır ama kupa afrikada kamerun da çıkabilir kendi kıtalarında isimlerini duyurmak istiyorlar nede olsa o yüzden %51 danimarka %40 kamerun diyorum 2.lik için.
F grubu:
Son şampiyonun olduğu grupta italyadan başka paraguay, yeni zelanda ve slovakya var son şampiyon kolay bir şekilde 1.olacaktır 2.lik ise sanırım paraguayın olacaktır yeni zelanda turnuvaya katılmasının tadını çıkaracaktır sadece.
G grubu:
Turnuvanın ölüm grubu diyebileceğimiz grup bu grup işte averaj takımı kuzey koreyi çıkarırsak son 3 takımdan hangi ikisi ilk ikiye girse şaşırmam buna brezilyada dahil çünkü porteki ve fildişi sahili gerçekten çok dişl rakipler ki özellikle fildiş kendi kıtasında kesinlikle birşeyler yapmak istiyor. Brezilya tabiki her zaman favoridir ama ben bu grupta brezilyanın işinin hiç kolay olmayacağını şimdiden söyleyeyim ama yine de brezilya gruplarda elenmez 2. de ronaldo faktörüyle portekiz olur diyeceğim ama fildişi gruplardan çıkamazsa büyük hayalkırıklığı olacak yani ölüm grubunda 3 takım var üçüde ilk üçte her sırayı alabilir ama bence 1.portekiz 2.brezilya olur.
H grubu:
İspanya, isviçre, honduras ve şilinin olduğu bu grupta ise ispanyayla isviçre el ele gruptan çıkarlar süpriz olmaz 1.ispanya 2.isviçre olur.

Bugünlük sadece grupları değerlendirdim ilerleyen zamanlarda takımların durumlarına göre yorumlarımı yapmaya devam edeceğim ama kupa başlamadan favorilerimi de söylemek istiyorum benim bu kupada favorilerim ingiltere ve arjantin.
Capello yönetiminde ingiltere gerard lampard rooney ile %70 şampiyon olur Arjantin ise şampiyon olursa maradonaya rağmen olacaktır çünkü tarihinin en iyi hücum hattıyla güney afrikadalar messi, milito, tevez ve higuain ayrıca aguero ve veron kadro inanılmaz bakalım kim şampiyon olacak.

die fremde(ayrılık)


Sibel Kekillinin alman sinema ödüllerinde en iyi kadın oyuncu ödülü aldığını okuduğumda duydum die fremde yi sonra biraz araştırdım avusturyalı eski oyuncu yeni yönetmen feo aladağ çekmişti filmi, feo aladağ ismini daha önceleri duymuştum ama oyuncu olarak ve bu film onun ilk yönetmenlik deneyimi olmuştu film hakkında en ufak birşey bilmeden gittim filme hatta sadece sibel kekillinin oynadığını biliyordum o da aldığı ödülden dolayı.
İzmirde sadece agora sinemalarında vardı ve açıkçası bilinçli olarak da gitmedim filme bir anda karar verip saat 18.45 de 19.00 seansına girdik kafamda gitmek vardı ama olay bir anda gelişti. Film başladığında oyuncuları görünce bu filmin iyi olacağını tahmin etmeme gerek kalmadı türk sinemasının en iyi oyuncuları toplanmıştı film için baba rolünde Settar Tanrıöğen, anne rolünde Derya Alabora oynuyordu üstelik kıvırcık saçlarıyla görmeye alıştığımız derya alaborayı tanımakda zorlandım o ayırt edici sesinden tanıdım.
Film türkiye ve Almanyada geçiyor ailesi almanyada yaşayan kendisi türkiyede evli olan Sibel kekillinin dramını çok iyi anlatıyor film, ayrıca avusturyalı bir yönetmenden türk sorunlarını bu kadar iyi yansıtmasını beklemezdim açıkçası harika bir hikaye çıkmış ortaya yıllardır kanayan yaramız olan bu hikayeye çok iyi değinmiş aladağ, oyunculuklar iyi olunca film zaten kendini izletiyor bir de konu özellikle biz türklerin kanayan yarası ise bu filmi izlememek için hiçbir sebep yok diyebilirim.
Filmi anlatıp izlemeyenleri sinir etmek istemem çünkü sinemada olsun dvdsi çıkınca olsun bu filmi mutlaka izlenmeli ama vaktiniz varsa sinemada gidip izleFilm harika olmasına harika ama Sibel Keklli daha da harika diye bilirim bu kadar iyi oynamasını ayakta alkışladım film bitince Duvara Karşı da zaten iyi sinyaller vermişti bu filmde ise ben gerçek bir oyuncuyum mesajı veriyor hatta şu an en iyi türk oyuncu desem mübalağa etmiş olmam diye bilirim hele filmde bir sahne varki o sahneyi benim diyen bir oyuncunun oynayacağını düşünmüyorum düğün sahnesinde eline mikrofonu alışı ve devamı gerçekten sadece büyük oyuncuların gerçekleştireceği bir performans.
Porno sektörüyle başlayan kariyerini a sınıf bir oyunculuğa yükselten Sibel Kekilli umarım bundan sonraki oyunculuk kariyerinde hep bir adım ileriyi düşünerek hollywood a kadar gitmeyi başarır.
Son olarak Die Fremde kesinlikle ilenmesi gereken harika bir dram izlerken de siz dikkat etmeseniz bile Sibel Kekilli ister istemez dikkatinizi çekecek.

6 Haziran 2010 Pazar

Formula 1


Geçen hafta istanbuldaydım hazır ordayken formula 1'e de gideyim dedim cuma günü kaçırdım gidemedim ama cumartesi sıralama turları ve tabiki pazar yarışa gittim,cumartesi günü büyük boşluk vardı ama yarışta doldu diyebilirim benim izlediğim bronze 2 tribünü.
Formula 1 avrupa ve dünyada ilgiyle takip edilen en önemli motorsporu olmasına rağmen maalesef ülkemizde gereken ilgi gösterilmiyor formula 1, sadece 5 sene önceki ilk türkiye yarışında full dolmuştu tüm tribünler ondan sonra giderek kan kaybetti ülkemizde ülkemizde fazla ilgi görmeyince sanırım avrupada da ilgiyi kaybetti formula 1 diye düşünüyordum ama yanıldığımı formula 1 i yerinde izlemeye gidince anladım 2 gün boyunca kendimi yabancı bir ülkedeymişim gibi hissettim çünkü türkten çok yabancı gelmişti yarışı izlemeye izleyicilerin %85 i yabancıydı evet o kadar fazlaydılar çoğunluğu italyandı çünkü ferrari bu yarışın olmazsa olmazı( her ne kadar bu sene kötü olsalarda) ve hemen hemen her ülkeden seyirci vardı en az seyirci türkiyeden vardı sanki yarış italyada yapılıyordu.
Formula 1 e ilginin bu kadar az olmasında tabiki tanıtımın etkisi var maalesef ilk yarışdan sonra doğru dürüt tanıtım yapılmadı formula 1 e sadece gerçekten takip eden kişiler formula 1 in türkiyede yapıldığını bilip izlemeye gidiyorlar oysaki ilk sene tüm gazete televizyon internet ve bilboardlarda formula 1 reklamları yapılmıştı.
Yine de bu sene son 3 seneye göre katılım daha fazlaydı sanırım bunda efsanenin schuminin geri dönüşü ve krizin bitmesi etkiliydi ama yinede avrupadaki diğer yarışlara göre maalesef %50 daha az katılım oluyor türkiyede formula 1 yarışlarına tabi ki kimseyi zorla getiremezsiniz ama reklam ve promosyon çalışmalarıyla ilgiyi en azından türkiye ayağının olduğu zaman formula 1 e çekebiliriz.
Gelelim izlenimlerime bi kere şunu kesin belirtmek istiyorum formula 1 kesinlikle tv den izlendiği gibi değil pistte, inanılmaz heyecanlı inanılmaz zevkli oluyor yerinde gidip izlemesi tv den asla izlemeyeceğim diyebilirim, zaten oraya gidip bir kere o zevki tadan bir daha tv de formula 1 izlemez motor sesi bile aslında çok rahatsız edici bir ses olmasına rağmen gayet eğlenceli geliyor insana özellikle geçişlerde tam bir karnaval havası esiyor tribünde herkes alkışlıyor ve herkes çok eğleniyor.
Formula 1 in türkiyede kesinlikle kalması gerekli çünkü dünyanın heryerinden bir sürü turist geliyor bu üç günde ve sadece yarışı izlemiyorlar tabi ki istanbulu gezip ekonomimize çok önemli katkıda bulunuyorlar evet sırf bunun için bile formula 1 türkiyede kalması gerekli çünkü bu reklamı başka türlü yapmak gerçekten zor bu kadar turisti 3 günlüğüne de olsa ülkemize çekmek önemli bir olay ve onun içinde formula 1 olmalı o yüzden umarım seneye formula 1 için daha fazla tanıtım olur bu önemli organizasyon ülkemizde kalır.
Seneye bir engel çıkmazsa yine orada olup bu harika organizasyonu yerinde izleyeceğim sizde hayatınızda bir kerede olsa formula 1 i yerinde izlemelisiniz.

RİHANNA


Dünyanın en iyi vokallerinden biri geldi geçti ülkemizden ve orada olup onu dinleyenlere unutulmayacak bir 80 dakika yaşattı, harika sesi inanılmaz sahnesi ve seyirciyle olan iletişimi ile boğazı adeta sarstı RİHANNA.
Türkiyeye geleceğini duyar duymaz aldım bileti ve izin tarihimi ona göre ayarlayarak gittim istanbula çünkü rihanna gerçekten izlenmesi gereken şu zamanın ender starlarından biriydi ve nitekim o büyük gün geldi saat 21.30 da başlayacaktı konser oysaki daha 16 da kuyruk oluşmaya başlamıştı kuruçeşme arenanın kapısında onu izlemeye taa hakkariden gelende vardı yunanistan bulgaristan hatta azerbaycandan gelende vardı ve kapı önündeki kuyruk saat 18.30 itibariyle 2km ye ulaşmıştı ortaköy trafiği yavaştan kilitlenmek üzereydi ve kapının açılmasına daha 1 saat vardı ama insanın canı o kuyrukta hiç sıkılmıyordu çünkü o kuyruğun bitişinde görülecek kişi rihannaydı ve o 1 saatte su gibi geçip kapılar açılınca herkes kuruçeşme arenaya adeta hücum etti ve yarım saat içinde tam 15 bin kişi arenayı doldurmuş oldu.
artık herkes 21.30 a konsantre olmuştu rihannanın çıkışını bekliyordu herkes ve o ambiyans harikaydı sahne önünden aldığım biletim sayesinde rihannayla aramda sadece 30 cm vardı birde demir bir bariyer ve saatler o ambiyanında etkisiyle hızlıca geçti saat tam 21.35 de RİHANNA sahnedeydi üzerinde 80lerden kalma bir mayo ve üstünde bir blüzle. açılış şarkısı hard ile sahneye çıktığında 15 bin kişinin çığlıklarından rihannayı duymakta ilk başta zorlandım ama bu sadece ilk şarkıda sürdü sonra herkes zorda olsa alıştı hayal görmediklerine onun gerçek olduğuna inandılar ve rihanna şov başladı tam 80 dakika boyunca 20 şarkı söyledi rihanna en sevdiğim şarkısı unfaithfulu söylediğinde ise bendeki o heyecan doruk noktasına ulaştı ve o 80 dakika
çok hızlı geçti kapanışı umbrella ile yaptı ve o şarkıyı söylerken gökden aşağıya inen turuncu konfetilerle rüyanın bitişi gerçeğin başlaması bir oldu dev ekranda rüya bitmiştir uyanma zamanı yazıyordu çünkü rihanna artık sahnede yoktu, sahnenin küçük olmasından dolayı maalesef ingilteredeki konserindeki sahne şovlarını yapamadı rihanna ama en kısa zamanda bir daha geleceğim demesi bile bizim bir sonraki rhanna konserini beklemeye başlamamıza yetti, her ne kadar entellerimiz hiç kıyafet değiştirmedi sadece bir kere ayakkabı değiştirdi diyerek saçma eleştiriler getirseler de rihanna kendisini izleyen 15 bin kişiye inanılmaz bir 80 dakika yaşattı en kısa zamanda yeni bir turneyle ve daha büyük bir konser alanıyla rihannayı izleme hayalleriyle oradan ağzımız açık olarak ve mutluluktan uçmuş olarak ayrıldık.