7 Eylül 2014 Pazar

COMO


Sabah erkenden kalktık ve Comoya gitmek için Milano central tren istasyonuna gittik, ordan hızlı trenle 30 dakika süren yolculuk sonra Comoya indik, bilen bilir Como Gölü dünyaca meşhur bir göl olup, başta George Clooney olmak üzere Brad Pitt, Angelina Jolie, Madonna gibi yıldızların evlerinin olduğu dünya harikası bir yer, Como çok küçük ama küçüklüğüyle ters orantılı şekilde büyüleyici bir yer, o göl gerçekten muhteşem, bildiğimiz göllerden asla değil, iki vadi arasında ve inanılmaz büyüleyici bir manzara, Comoyu ve tabi gölünü kuş bakışı incelemek için fünikülerle yaklaşık 8 dakika süren bir tırmanış yapıyoruz, kişi başı 5 euro gibi cüzi bür ücretle dünyanın en güzel manzaralarından birine şahitlik ediyorsunuz, yaklaşık 1 km çıkıyorsunuz, çıktığınız yerin adı Brunatte, Comoya kuş bakışı bakan çok güzel bir köy, Brunateye çıktıktan sonra vücut o yüksekliğie alışmak için 3-4 dakika bocalıyor ama sonra bol oksijenli yüksek rakımlı ve muhteşem manzaralı brunateye alışıyorsunuz.

Fünikülerle çıkmadan önce biz bira aldık manzaraya karşı içmek için, kesinlikle tavsiye ederim çünkü çok büyük bir keyif, fünikülerden indikten sonra yaklaşık 10 dakika yürüyoruz çünkü sadece bir yer var o manzarayı keyifle izleyebileceğiniz, evler hep kapmış ve kapatmış manzarayı, 10 dakika kır yürüyüşü yaptıktan sonra o aşık olacağınız manzarayı tüm çıplaklığıyla göreceğiniz yere geliyorsunuz, bir bank var oraya oturup manzarayı ağzımız açık bir şekilde izlemeye başladık, karşımızda da üstünde ciddi bir şekilde kar olan alpler, bir göle bir alplere bakıyor, baktıkça büyüleniyorum, zaten Comonun karşısı Lugano İsviçre, Como İtalyanın sınırı ordan sonra İsviçre yürüyerek 30 dakika, çıktığımız yer o kadar yüksek ki bir ara üstümüzden kartal geçiyor evet kartal, bildiğimiz kartal, ilk defa bir kartal görmüş oluyorum böylelikle, tüm heybetiyle üstümüzde iki üç tur attıktan sonra uzaklara doğru yol alıyor, canlı canlı kartal fotoğraflamayı da başarıyoruz böylelikle, öyle büyük bir kartaldı ki gelip beni kaldırsa çok rahat kaldırıp götürebilirdi o yüzden açıkçası korkmadım da değil, çünkü istese gerçekten yapardı bunu, kartal gittikten sonra manzaranın büyüleyiciliğine elimizdeki biraları da açarak kapılıyoruz, yaklaşık bir buçuk saat manzara eşliğinde oturup bol bol fotoğraf çekiyoruz ve artık inip Comoyu keşfetme vaktimizin geldiğini anlayıp istemeyerek de olsa o harika manzaraya veda edip, fünikülerle aşağı inip, Como gölünü gezmeye başlıyoruz, fünikülerden sonra bu sefer de vapur turuyla Como gölünün tadını çıkaralım dedik ve 1 saatlik vapur turu için sıraya geçtik 9 euro karşılığında 1 saatlik Como gölü vapur turuna katıldık, öyle güzel bir turdu ki eğer Comoya giderseniz mutlaka bu turu alın derim ki almamak zaten çok saçma olur, o 1 saat hiç bitmesin istedim açıkçası çünkü o cennet gölün içinde vakit maalesef çok hızlı geçiyor her güzel şeyde olduğu gibi, vapur turuda bittikten sonra bu sefer Comonun içine keşfetmek için gezmeye başladık.

Como duomosuna gittik her ne kadar bir Milano ve Floransa duomosu olmasa da ufak ama güzel bir dumoydu Como duomosu da, baya bi gezdikten sonra dönüş vaktimizin de yaklaşmasıyla Comoda bir yemek yemeden dönmeyelim dedik ve duomonun tam karşısındaki restoranda makarnalarımızı yiyip biralarımızı içerek keyif yaptık, İtalyadaki en kötü yemeğimizi yedik diyebilirimi hem hizmet çok kötüydü hem de yemekleri beğenmedim açıkçası, he bi de İtalyan içkisi olan grappe içtim, içkiyi seven ve hemen hemen her içkiyi içmiş biri olarak söylemek gerekirse grappe cidden çok saçma bir içki, inanılmaz ağır bi kere keyif alamıyorsunuz içerken, ve tadı da berbattı, denedim evet ama bir daha içeceğimi sanmıyorum. yemeğimizi de yedikten sonra Como tren garına gidip trenimize binerek milanoya geri döndük, harika bir gün geçirdik Comoda, bi kez daha gelir miyim, evet kesinlikle gelirim üstelik bu sefer günübirlik değil gece konaklamalı gelirim Comoya.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder