29 Temmuz 2013 Pazartesi
KOS
Santorini'den gece 00.50'de Blue Star Lines'ın feribotuyla Kos yolculuğumuz başladı, feribot non stop 5.30 saatte Kos'a vardı, sabah 6.20'de Kos'a inmiştik, bizim gideceğimiz yer Kos merkeze 30 km uzaklıktaki Kos'un en güzel sahillerinin olduğu Kardamena kasabasıydı, sabah indiğimiz için daha hiç bir yer açık değildi sadece barlardan çıkan ayyaş İngiliz ve Hollanda'lılar çevreye sarıyordu, biraz araştırma yaptıktan sonra Kardamena'ya giden otobüsleri bulduk, ilk otobüs 9'daydı mecburen bekledik, otobüs 45 dakikada Kardamena'ya vardı, kişi başı 3.30 € ödedik, otelimiz Kardamena'ya 3 km uzaklıktaki Kalimera Mare'ydi, gayet güzel bir oteldi.
Mykonos-Santorini ve Kos yolculuğumuz sırasındaki en iyi oteldi diyebilirim, otele normalde 14'te check-in alıyorlarken biz sempatik ve yardımsever resepsiyonist Eli sayesinde 11.30'da yerleştik odamıza.
İlk gün dinlendikten sonra yemek için Kardamena merkeze gittik, hem yemek yiyip hem de araba kiralamaktı amacımız, Mykonos ve Santorini'de ne kadar kolay araba kiraladıysak Kardamena'da tam tersi oldu, hem araba bulamıyorduk hem de bulduklarımız gayet yüksek fiyat veriyorlardı, Mykonos ve Santorini'de 35 €'ya kiralarken, Kos'ta 40 €'ya Panda zor bulduk, fakat bu sefer daha ilginç bir olayla karşılaştık, Türk olduğumuzu duyan rent a carcı avrupa birliği üyesi olmayanlara araba kiralamıyoruz dedi, polis sorun çıkarıyormuş, Santorini ve Mykonos'ta kiraladığımızı söylememiz sayesinde zorda olsa ikna ettik sabah 10'da arabayı almak üzere anlaştık.
İlk akşam Captain's da yedik yemeği Yunanistan'ın ünlü yemeği Stifado yedim, dana etinden yapılan, haşlama tarzında ve tatlı soğanlarla lezzetini arttıran bir yemek Stifado, onun yanında Grek salata ve Cheese Saganaki yedim(Saganaki bizim Hellim peynirin çakması ama lezzetli bi şey) yemekten sonra otele gidip az dinlendik ve sonra Kardamena'nın hareketli geceleri için tekrar merkeze gittik.
Nette yazılanlar gibi gerçekten Kardamena'nın gece hayatı çok hareketli, barlar sokağında inanılmaz bir kalabalık oluyor ve barlarda kapı yok isteyen girip çıkıyor mekanlara, bodyguard falan da yok, mekanlara girişte ücretsiz sadece içtiğini ödüyorsun, gece 11.30 gibi başlıyor 4'e kadar sürüyor.
İlk gün Just Blue adlı bara gittik ve diğer yerlere göre en kalabalık mekan orasıydı, müziklerde gayet iyiydi, içkiler ise resmen bedava, inanılmaz ucuzdu, tekila shot 2 €, bira 5 € desem anlarsınız herhalde nasıl ucuz bi mekan olduğunu, Kardamena için küçük bir İngiliz kasabası yorumunu yapsam yanlış bi yorum olmaz, İngilizlerin yazlık olarak kullandığı bir mekan diyebilirim, İngiliz dışında çok az Rus vardı kasabada, gece mekanlardaki İngilizlerin yaş ortalaması biraz düşüktü, 15-18 yaş ortalaması olan İngiliz veletleri sigara, alkolün bolca tüketildiği geceler yaşıyorlardı Kardamena'da.
2.gün kalkıp kahvaltımızı yaptık, 10 gibi araba geldi, hedefimiz arabayla Kos'un merak ettiğimiz yerlerini gezmekti ama büyük bir sorunla karşılaştık, rent a carcı akşam 22'de arabayı geri vermemizi istiyordu, yani 1 gün değil 12 saat kiralamış oluyordu ve 40 €'ya, bunun çok saçma olduğunu söyleyip arabayı geri verdik, araba işi Kos'ta büyük sorun oldu, önce ehliyet sonra da bu olay olunca maalesef araba kiralayamadık ve Kardamena'da takılmak zorunda kaldık, otelin sahiline gittik, deniz fena değildi ama kumsalı kötüydü, Bodrum ve Çeşme varken Kardamena'ya asla gidilmez yani deniz manasında.
Denizden sonra odamızda dinlenip gece merkeze gittik tekrar, Blue Line tavernada yedik yemeğimizi, ben kalamar yedim bu sefer, biri Mykonos diğeri Kos olmak üzere 2 akşam kalamar yedim ve şunu söyleyebilirimki bizim kalamalarımız çok daha lezzetli, tabi her restoranın kalamar yapışı farklıdır ama Türkiye'de daha lezzetli bence kalamarlar.
Kardamena'daki mekanlarda az da olsa Türkçe biliyor çalışanlar, Bodrum'a sık sık gittikleri için, çat pat Türkçe öğrenmişler ve son derece sıcaklar, Blue Line'da yemeklerimiz geciktiği için 2.ouzoyu ikram ettiler ve kaç kere özür dilediler gecikmeden dolayı.
Yemekten sonra barlar sokağına gittik ve gece 2'ye kadar eğlendik, gece hayatı dediğim gibi gayet güzel ama insanların yaş ortalaması biraz küçük, ya da biz yaşlandık ve onları küçük görüyoruz.
3.gün artık 10 günlük tatilimizin son günüydü, 17.30'da Kos'tan Bodrum'a feribotumuz kalkacaktı, kahvaltımızı yaptıktan sonra Kardamena'dan Kos merkeze gittik, Kos'ta bavullarımızı bırakıp biraz gezmek için bir yer ararken arkadaş internetten bir Türk'ün işlettiği CARAVAN adlı restoranı buldu.
Merkeze yürüyerek 10 dakika uzaklıkta olan Hasan adlı bir abimizin işlettiği mekana bavullarla gitmemiz biraz sıkıntı olsa da sonuna kadar değdi, iyi ki gidip o mekanı bulmuşuz, Hasan abi bizi son derece misafirperver bi şekilde karşıladı, restoranı zaten Kos'un en iyi 3 restoranından biri ve yemekler muazzam o konuda kesinlikle Kos'a gidenler CARAVAN'a uğramalı ama ben yemeklerden çok Hasan Abinin samimiyeti ve bizi ağırlamasından bahsetmek istiyorum
Sanki yıllardır hiç Türk görmemiş gibi sarıldı bize hiç tanımamasına rağmen, İzmir'den geldik deyince daha bi sevindi, çocuklar kiralık otel ayarlayayım isterseniz dedi ama biz bugün dönüyoruz diyince çok üzüldü, içecek, salata ve cacıkı da ikram olarak verdi, Hasan abi Girit Türk'ü olup bize gerçek bir Türk'ten çok daha candan davrandı, hatta akraba o kadar samimi davranmaz diyebilirim, Hasan abinin muhteşem yemeklerini yerken bize mutlaka bi daha gelin bunu saymam ramazan bitsin sizle rakı içelim dedi.
Bavulları restorana bıraktıktan sonra Hasan abinin tavsiyesiyle uzo almak için bi supermarkete gittik, adı Konstantinidisti, Hasan abinin restorandan yaklaşık 10 dk uzaklıkta ama gittiğimize değdi, satılan içkiler free shoptan en az 2-3 € daha ucuzdu, uzo almaya gidip, bir Olmeca, bir Absolut, bir Baileys ve 5 uzoyla çıktım ordan, hem ucuz hem de free shop gibi sınır yok, Kos için ikinci mutlaka gidin diyeceğim yerde hasan abinin CARAVAN adlı restoranından sonra Konstantinidis adlı market olacak, ordan içki stoğunuzu doldurup gelebilirsiniz Türkiye'ye.
Kos'ta Hasan abiyle tanışmamız Kos tatilimizin en güzel yanıydı ve o kadar memnun kaldık ki en kısa sürede Kos'a gidip Hasan abiyle bi rakı masası kurmaya söz verdik, içkilerimizi aldıktan sonra bavulları Hasan abiden alıp limana doğru gittik, 17.30'daki feribotumuz için 16.45'de pasaport sırasına girdik ve 17.25'te feribota çıkabildik, çoğu yolcu 17.30'a yetişemediği için feribotumuz 20 dk rotarlı kalktı, Ab vatandaşları elini kolunu sallayarak geçerken biz kuyrukta resmen çile çekiyoruz, oysa Kos'a en çok gelen turist Türk turist o konuda bi kolaylık gösterebilirler aslında, resmen çile çekiyorsun 45 dakika ayakta o kalabalıkta ve sıcakta.
Kos'tan Bodrum'a 25 dklık uzun! bir yolculuktan sonra vardık ve 10 günlük Mykonos-Santorini-Kos tatilimiz bitti, Kos tatili demeyelimde Kardamena diyelim çünkü araba kiralayamadığımız için orda tıkılı kaldık ama en kısa zamanda Kos'a tekrar gidip hem gezmeyi hem de Hasan abiyi ziyaret etmeyi düşünüyorum açıkçası.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder