30 Ocak 2014 Perşembe

!f 2014



Şubat ayı malum kısa süren bir ay 28 gün sürüyor, ve bu 28 günün 10 günü if 2014 sayesinde sinemayla iç içe, 7.sanatı damarlarımızın her yerine enjekte ettiğimiz bir ay olacak, İstanbul film festivali 13-23 şubat arasında yine muhteşem bir programla karşımızda olacak, birbirinden güzel filmlerin peşinde koşacağız, izleyip sarsılacağız, yorumlar yapıp sinefiller olarak 10 gün boyunca hayattan kopacağız.

O kadar çok film var ki hangisini izlesek diye kafalarınızın karışmaması için bir liste hazırladım, hemen hemen her bölümden film almaya çalıştım, bu filmler sayesinde, çok güzel bir if geçirmeniz dileğiyle.

KARANLIK VE KÖŞELİ

Blue Ruin: İntikam filmlerini seveNlerin mutlaka izlemesi gereken bir film, Amerikadaki silahlanma saplantısını da akıllıca eleştiren bir film.
Cheap Thrills: Tarantino filmlerini seviyorsanız bu filmi kaçırmayın, insanın para için ne kadar ileri gidebileceğini anlatan çarpıcı bir film.
L'etrange Couleur Des Larmes De Ton Corps: Bu seneki festivalin en farklı, gizemli filmlerinden biri olacak bu film, yönetmen bizi sinema sanatının çok farklı yerlerine götürecek ve kendimizi adeta filmin içindeymişiz gibi hissedeceğiz.

ÖZEL GÖSTERİMLER

Visitors: siyah beyaz ve diyalogsuz bir film izlemeyeli kaç sene oldu? sessiz filmleri özledim diyorsanız bu film tam size göre.

!f KÜLT

The Night of the Hunter: İngilizlerin efsane aktörlerinden oscar ödüllü Charles Laughton'un yönetmenlik kariyerinin ilk ve son filmidir bu efsane film, bir tek film çekeceksin o da bu olacak deseler çoğu yönetmen kabul eder herhalde. Robert Mitchum'un kötü adam rolünde efsaneleştiği bir film, iyi/kötü kavramlarınını sogrulayan ve sorgulatan çok sağlam bir gerilim, çoğu sinefilin izlediği bu filmi festivalde beyaz perdede izlemek paha biçilmez bir deneyim olacaktır.

SANAT HAYAT İÇİNDİR

Cutie in the Boxer: Her ikisi de sanatçı olan evli çiftin tuhaf aşk hikayesinin anlatıldığı farklı bir film.

Dangerous Acts Starring the Unstable Elements of Belarus: Gizlice kaçırılan görüntülerden oluşan bu film avrupanın son diktatörüne karşı sahnede ve sokakta direnişin filmidir.

GÖKKUŞAĞI

Concussion: Bitmiş bir aşkı tekrar canlandırmak isteyen çiftin hayatın anlamını aramasını anlatan bir dram.

Tatuagem: Brezilya gettolarında geçen bir aşk hikayesi, 18 yaşındaki bir gençle kabare sanatçısının aşkını anlatan bir brezilya filmi.

Test: 1985 San Franciscosunda geçen ve Aidsin azrail olduğu seneleri anlatan ölüm,seks ve sanat hakkında özgün bir film.

AŞK BAŞKA BİR DÜNYA


Al Midan: Mısır devrimi hakkında bildiğimiz ve bilmediğimiz herşeyi anlatan harika bir yapım.

Let the Fire Burn: 1985 philedelphiasında polislerin radical örgüt MOVE'un üyelerini kaldıkları evden çıkarma operasyonu ve operasyonun felaketle sonuçlanması anlatan bir belgesel..

OYUN


Böcek: Bu festivalde önerdiğim tek türk filmi, sevdiği kızın başkasıyla evlenmesine engel olmak için çabalayan Uğur'un kurduğu senrayo ve o senaryonun tamamen doğaçlama gelişmesi.

Cheatin: Tutku dolu bir aşk hikayesinin anlatıldığı harika bir animasyon.

Hross i Oss: İzlanda'nın muhteşem doğasında atlar ve insanlar arasındaki ilişkilerden oluşan trajiomik bir film.

Swim Little Fish Swim: Dürüstlüğü, samimiyeti ve küçük anlarda yakaladığı güzelliklerle sizi kalbinizden yakalayacak harika bir film.

The Dirties: Liseli iki arkadaşın okulun belalı tiplerinden intikam almaya çalıştıkları ve bunu kendi kameralarına çektikleri, tipik amerikan gençlik filmlerine benzese de kendine has olan özgün bir gençlik filmi.

!f MÜZİK

Good Vibrations: İrlanda'da geçen bir punk hikayesi, punkın babası Teri Hooley'in gerçek hayat hikayesini anlatan müziğe doyacağımız bir hikaye.

Mistaken for Strangers: The National hakkında bir belgesel olmakla beraber ondan çok daha fazlası olan harika bir yapım.

KEŞİF


For Snøen Faller: Yol filmlerini sevenler bu filmi kaçırmasın, tamamen amatör oyunculardan oluşan kadronun kendine hayran bırakan performanlarsını izlemek de cabası.

Mahi va Gorbeh: Yine bir İran sineması ve yine bir başyapıt, 134 dakikalık ve tek planda çekilen bol süprizli harika bir hikaye.

Neposlusni: Sırbistan'dan gençlik isyanı ve özgürlük adına iç ısıtan bir hikaye.

The Selfish Giant: İngiliz sinemasından güçlü bir dostluk ve yol hikayesi.

DİGİTÜRK GALALARI


Borgman: Hollanda sinemasından bol hicivli güzel bir gerilim filmi, gerdiği kadar güldüren ve hicivleriyle izleyiciyi sıkmayan harika bir film.

Dallas Buyers Club: Çoğu sinefilin izlediğini düşündüğüm bir film ama festival havası farklıdır ve bu film öyle güzel bir film ki tekrar tekrar izlenebilecek bir film. Matthew Mcconaughey bu filmdeki aidsli hasta rolüyle en iyi erkek Oscarını, Jared Leto da en iyi yardımcı erkek Oscarını alacaklar, sırf bu iki harika oyunculuk için bile izlenmesi gereken bir başyapıt Dallas Buyers Club.

Dom Hemingway: 12 yıl hapiste kaldıktan sonra özgürlüğüne kavuşan Dom Hemingway'in hikayesini izleyeceğiz üstelik Dom Hemingway'i de Jude Law canlandırıyor dersem özellikle kızların bu filme ilgisi daha çok artacaktır.

Filth: Bu filmle nefret ettiğimiz polislerden bir kez daha nefret edeceğiz, büyük britanyada polisler için kullanılan bir argo sözcük olan Filth yani PİSLİK.

Kaze Tachinu: Animasyon diyince ilk akla gelen kişi olan Miyazaki USTANIN son harikası olan bu animeyi izlemek için sabırsızlanıyorum ben, eminim aynı şekilde sizlerde sabırsızlanıyorsunuzdur.

Night Moves: Amerika'nın düzeninden hoşnut olmayan 3 aktivistin bir barajı havaya uçurma hiayesini izleyeceğiz.

NYMPHOMANIAC: Bu film için bir kelime bile yazmama gerek yok sanırım çünkü tüm festival manyakları bu filmi bekliyorlar, !f'in en bomba filmi bu sene kesinlikle Von Trier'in Nymphomaniac'ı, 2 bölümden oluşan bu filmi belki de Türkiye'de sansürsüz olarak ilk ve son kez sadece !f te izleyeceğiz, bu yüzden biletleri en kısa sürede tükenecek film olacaktır Von Trier'in bu cesur yapımı.

Short Term 12: Brie Larson'un adeta oyunculuk dersi verdiği son derece güzel hikayesiyle insanı alıp götüren bir film.

The Double: Submarine's yönetmeninden desek herhalde sinefilleri hemen bir tebessüm alır, Richard Ayoade'den yine bir yönetmenlik resitali izleyeceğiz bu filmde.

The Spectacular Now: 500 Days of Summer filminin senaristlerinden çıkan bir senaryo desek yeter herhalde, insanı içini ısıtan muhteşem bir hikaye, festivalin muhakak izlenmesi gereken filmlerinden.

Under the Skin: Scarlett Johannson'un bir uzaylıyı canlandırdığını düşünsenize, düşünemediniz değil mi, bu filmde Scarlett'i şimdiye kadar olduğundan tamamen farklı izleyeceğiz, sırf bu yüzden bile festivalin en merak edilen filmlerinden biri olmayı başaran Under the Skin başta ben olmak üzere Scarlett fanları tarafından biletleri hemen bitecek filmlerden biri.

The Grandmaster: Wong Kar Wai'nin son film olan The Grandmaster Bruce Lee'nin hocası ip man in hayatını anlatan bir film, özellikle uzak doğu dövüş sanatları filmlerini sevenler bu filmi kaçırmamalı.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder