23 Haziran 2011 Perşembe
Bloga dönüş
En son yazımı oscar tahminleri ve kırmızı halı üzerine yazmıştım , uzun zaman geçti , hiç bu kadar ara vermemiştim ve bundan sonra haftada en az 1 yazı ile karşınızda olacağım, hatta umarım 2 bazende 3 yazım olacak, bundan sonra düzenli yazacağım ve hedefim her hafta 1 klasik ve mutlaka izlenmesi gereken filmi burda detayları ile sizlere aktarmak , genelde sinema yazıyorum ve öyle devam edecek ama spor ve güncel olaylar hakkında da yazmaya devam edeceğim , ve en önemlisı artık düzenli yazacağım.
6 Mart 2011 Pazar
KIRMIZI HALI

oscar töreninde ödüllerin kime gideceği kadar merak konusu olan bir başka şeyde kırmızı halıdır, kırmızı halıda törene katılacak bayanlar şıklık yarışına girerler adeta o geceye damgasını vurmaya çalışırlar ve tabiki moda evleri ile mücevher firmalarıda isimlerini duyurmak için yarışırlar aslında kırmızı halı bazen törenin önüne de geçer itiraf etmek gerekirse bu sene de şıklar olduğu gibi rüküşler de vardı törende.
kırmızı halıda tabi ki kadınlar dikkat çeker çünkü erkeklerde çok farklı bir şey göremeyiz takım elbise ve papyon ya da kravat takılır standarttır(genelde papyon tercih edilir) ama bayanlar o gecenin en şık kişisi olmak için ellerinden geleni yaparlar hazırlıklar 1 hafta önceden başlar moda evlerinin yolladıkları kıyafetlerden kendilerine en uygun olanı seçerler ve o gece giyerler ve tabiki o elbiseye uygun saç makyaj ve takıyla kusursuz olmaya çalışırlar.
bu senede çok şıklar ve rüküşler vardı elbet kırmızı halıda, gecenin damgasını vuranları değerlendirelim o zaman.
en rüküşler:
CATE BLANCHETT: neden öyle giyindiğini anlayamadım doğrusu öyle bir törene o kıyafetle katılmak sanırım bu senede rüküş olayım ve rüküşlüğümle damga vurayım törene düşüncesindeydi başka bir açıklaması olamaz o kıyafetin çünkü. açık lila boyundan ayakları örtecek kadar uzunlukta ve göğüs bölgesi yuvarlak bir halkayla çevrili etrafında boncuklar olan enteresa bir elbiseydi ve blanchett bu elbiseyle gecenin en rüküşü oldu.
AMY ADAMS: o elbiseyi başka bir törende giyse düşünülebilirdi ama oscar töreni için kesinlikle uygun olmayan çok başarısız bir elbiseydi bi kere dekolte yoktu boynunu tamamen kapatan ve yere kadar uzanan mavi taşlarla kaplı adeta altın gününe gidilirken giyilen bir elbise gibiydi yeşil taşlı mücevherleride bence uyumsuzdu ve adams gecenin rüküşlerinden oldu bu elbisesiyle.
MELISSA LEO: en iyi yardımcı kadın oscarını alması nerdeyse garantiydi ve o da bunu biiliyordu ona rağmen bu kadar düz bir elbiseyle törene gelmesini yadırgadım. beyaz dantelli ama son derece sıradan ve basit görünen elbisesiyle leo da gecenin rüküşlerinden oldu.
MARISA TOMEI: tomei nin giydiği siyah elbise de bu tören için son derece ağırdı bir baloda giyilebilir ama kırmızı halıda öyle bir elbise giymek son derece yanlış bir tercih olmuş , bacaklarına kadar düz gelen bacaklardan asimetrik olarak bollaşan bir elbiseydi ve maalesef gecenin rüküşlerinden yaptı bu elbise tomei yi.
JENNIFER HUDSON: tam 30 kilo vererek o eski halinden tamamen kurtulan hudson acaba o kiloları vermesemiydi dedirtti yada alışmadığımız için bize garip geldi oras tartışılır ama giydiği turuncu elbise kesinlikle tartışılmayacak kadar felaket bir elbiseydi abartı göğüs dekoltesiyle nasıl bir mesaj vermek istedi onuda anlamadım bakın zayıfladım ama memelerim hala yerinde mi demeye getirmişti hayır başka bir mesaj olamazdı çünkü son derece basit bir dekolteydi ve o dekolte bile gecenin en rüküşü olmasını sağlardı ve öyle de oldu tören için son derece basit bir elbiseyle gecenin en rüküşü oldu hudson.
gecenin orta kararları:
GWYNETH PALTROW: altın sarısı elbisesiyle kimilerine rüküş kimilerine şık geldi paltrow eleştirilen bir seçim olsada totalde gecenin vasatları arasına girdi bu elbisesiyle, saçları elbisesiyle çok uyumluydu ordan artı puan kazandı ama dekoltesi bence gereksizd çünkü paltrowda göğüs dekoltesi verecek bir göğüs yok ve bunlardan kaçması gerekirken o ısrarla bir dekolte vermeye çalışmış ama başaramamış o çabası da olmasa bu elbiseyle gecenin şıklarına girebilirdi ama o eksi puanla gecenin vasatları arasındaydı paltrow.
HAILEE STAINFELD: yaşına göre harika bir seçim yapmıştı genç yıldız eski törenlerde yaşıtlarının düştüğü hataya düşmemiş ve dekolte vermeye yada seksi olmaya çalışmamıştı o yüzden kesinlikle süper bir seçimdi ama yine de oscar töreninden çok mezuniyet balosunda giyilecek bir elbise olduğu için her ne kadar harika bir seçim olsa da özellikle topuz saçlarıyla ve taktığı taçla lise mezuniyetine giden sevimli bir genç kız havasındaydı ve bu da onu gecenin vasatları arasına soktu.
REESE WITHERSPOON: oscarlı yıldız bu sene sade bir elbiseyi tercih etmişti ne fazla şıktı ne de rüküş siyah uzun elbisesi göğüs bölümünde beyaza dönüyor ve siyahla beyazın uyumunu güzel yansıtıyordu ama witherspoon a yapılan makyaj onu fazla yaşlı göstermişti yani makyözünün mağduru oldu diyebiliriz ve gecenin vasatları arasına girdi böylelikle reese witherspoon.
rüküşler ve vasatlardan sonra gelelim gecenin şıklarına bu geceye damgasını vuran 6 şık yıldızı şıklık derecelerine göre sıralamaya başlayalım.
6-JENNIFER LAWRENCE: a winters bone filmiyle oscar a aday olan genç yıldız sade kırmızı elbisesiyle ve harika saç makyaj uyumuyla gecenin şıklarından oldu, göğüs dekoltesinde gayet ölçülüydü bileğinde ve kulağındaki takıların uyumuda onu bu gecenin en dikkat çekici bayanlarından biri yaptı.
5-NATALIE PORTMAN: bu geceye hem en iyi kadın oyuncu oscarını alarak damga vurdu hem de elbisesiyle hamile olmasına rağmen giydiği elbise onu son derece şık ve tatlı göstermişti saçlarının yandan omzuna düşmesi ve yerinde göğüs dekolteside elbisesiyle beraber ona artı puan kazandıran detaylardı ve bu detaylarla gecenin şıkları arasına girmeyi başardı portman.
4-HALLE BERRY: kısa saçlarına rağmen o kadar şık o kadar hoştu ki gecenin şıklarına girmekte zorlanmadı berry makyajı açık ara gecenin en iyi makyajıydı bi kere ve ten renginin verdiği avantajıda kullanarak seçtiği elbise berry ye çok yakışmıştı. omzunu tamamen açıkta bırakan straplez elbisesi vücut hatlarını gösterecek şekilde darlaşarak aşağıya kadar inmişti ve bu berry yi adeta bir kraliçe gibi gösterdi gece boyunca dolayısıyla gecenin şıkları arasına da rahatlıkla girdi berry.
3-MILA KUNIS: black swanda portman a eşlik eden ve gelecek vaad eden kunis gecenin en şıklarındandı lila rengi ve son derece cesur elbisesi ona çok yakışmıştı herkesin cesaret edemeyeceği ve yakıştıramayacağı kadar zor bir elbiseydi sıradan basmakalıp bir elbise değildi biraz salaş biraz seksi ve biraz da karışıktı ama kunis bu elbiseyi son derece başarılı taşıdı gece boyunca aşırı göğüs dekoltesi bile göze batmadı saçları biraz daha başarılı olsa daha üst sıraları zorlayabilirdi ama son derece şık yıldızların olduğu bu gecede 3.lük de büyük bir başarı olsa gerek.
2-SCARLETT JOHANSSON: dünyanın açık ara en güzel kadını olan scarlett bu geceye de üstelik hiçbir dalda aday olmamasına rağmen damga vurdu hem güzelliğiyle hem de şıklığıyla. Baştan aşağıya kadar dantelli olan elbisesi üzerine muhteşem oturmuştu makyajı ve ona ayrı bir hava katan dağınık saç şekliyle gecenin en şıkları arasına girdi scarlett kıyafetini tamamlayan yüzüğüde harikaydı ve inanılmaz sırt dekoltesi de scarlett i gecenin en şıkları arasına sokmada önemli bir etkendi tek eksisi maalesef kolundaki o renkli dövmeydi normal hayatta güzel olsa da böyle gecelerde eksi hanesinde yazılıyor bu detaylar ama ona rağmen gecenin en şık 2. güzeli oldu JOHANSSON.
1-ANNE HATHAWAY: gecenin sunucularından biri olarak kırmızı halıda da kesinlikle kendisinden bahsettirmesi gerekirdi ve bahsettirdi de valentino imzalı kırmızı elbisesiyle kırmızı halıda adeta bir kuğu gibi süzüldü hathaway o gece, omzu tamamen açıkta bırakan straplez elbisesi aşağılara doğru gül motifleriyle daha da şık bir görünüm kazanıyordu elbisesine uygun kıpkırmızı rujları ve kırmızı ojeleriyle adeta kırmızı halıyla bütünleşti o gece hataway tek eksiği ise maalesef aşırı beyaz teniydi biraz bronz olsa o elbise ona çok daha iyi oturacaktı ama o kadar kusurda olsun artık diyip gecenin en şık bayanı seçtim ANNE HATHAWAY i.
p.s: kırmızı halıdan geçenlerin tüm fotoğraflarına http://www.imdb.com/features/oscars/2011/gallery/11_oscars_arrivals linkinden ulaşabilirsiniz.
24 Şubat 2011 Perşembe
OSCAR TAHMİNLERİM

Evet 28 Şubat Pazar gecesi yani 3 gün sonra dünyanın en büyük gösterisi olan Oscar töreni yapılacak Kodak Theatre da ve bu senede Oscarlar o muhteşem törenle dağıtılacak, en son yazımı da Oscar adaylarının açıklandığı gün yazmıştım ve o günden bu güne filmler izlendi bazı filmleri 2 hatta 3 kere izledim ve şimdi hangi dalda hangi film Oscarı kazanır ayrıntılı yorumlarımla sizlerle paylaşacağım.
p.s: Oscarda ödüllerin veriliş sırasına göre yazıyorum.
En iyi Yardımcı Kadın:
Bu dalda 2 favorim var aslında, diğer 3 kişinin alma şansı yok. The Fighter filmiyle Amy Adams alamaz aynı şekilde Jacki Weaver Animal Kingdom ile alamaz ve Hailee Stainfeld de genç oyuncu kontenjanından listeye girmiş o da her ne kadar yaşına göre gayet iyi oynasa da maalesef alamaz bu ödülü, geriye The Fighter ile Melissa leo ve The Kings Speech ile Helena Bonham Carter kalıyor ve %80 Melissa leo kazanacaktır en iyi yardımcı kadın oscarını çünkü screen actors guild ödülünü ve golden globe u alarak tescillendirdi oyunculuğunu ve gerçekten anne rolünü iyi oynadı, Carter ise %20 de olsa alabilir bu ödülü çünkü o da bafta da en iyi yardımcı kadın ödülünü kazandı ama bu yeterli olmaz bence Oscar için, benim favorim Melissa Leo.
En iyi Yardımcı Erkek:
Bu dalda da ödülü hak eden 2 oyuncu var diğer 3 oyuncu zaten kontenjanı doldurmak için dahil edilmişler listeye. John Hawkes-The Winters Bone, Mark Ruffalo-The Kids Are Allright ve Geoffrey Rush-The Kings Speech sadece aday alma şansları hiç yok, The Town ile Jeremy Renner gerçekten çok iyi bir ganster kompozisyonu çiziyor ama yinede bu rol ona Oscar getirmez kazanırsa üzülmem ama büyük süpriz olur ona da %20 veriyorum o yüzden %80 i de tabiki The Fighter ile Christian Bale a veriyorum gerçekten muhteşem oynuyor ve bu oyunuyla da bu ödülü kazanacak Bale.
En iyi Özgün Senaryo:
Adaylarımız Another Year-Mike Leigh, The Fighter-Scott Silver, Inception-Christopher Nolan, The Kids are Allright-Lisa Cholodenko ve The Kings Speech-David Seidler.
Burda da yine 2 adayım var aslında adaya falan gerek yok Inception açık ara almalı bu ödülü ama Oscarın Nolan a karşı önyargısı beni bu ödülde The Kings Speech e yaklaştırıyor umarım Inception alır ama sanki The Kings Speech alacak özgün senaryo Oscarını.
En iyi Uyarlama Senaryo:
Bu dalda adaylarımız ise 127 Hours-Danny Boyle,The Social Network-Aaron Sarkin, Toy Story 3-Michael Arndt, True Grit-Coen kardeşler ve de Winters Bone-Debra Granik, bu dalda sanırım The Social Network açık ara alacaktır başka favorisi yok bu dalın Toy Story 3 e verebilirler mi zor ama hani illa süpriz çıkarsa o çıkar ama The Social Network diyorum ben uyarlama senaryo oscarını alacak film için.
En iyi Animasyon:
Bu dal belkide kazananı belli tek dal diğer 2 film boşuna diyebiliriz ama yine de bu senenin en iyi 3 animasyonu aday How to Train Your Dragon ve The Illusionist aday oldukları için gurur duysunlar bu senenin en iyi animasyon oscarını Toy Story 3 aldı bile.
En iyi Yabancı Film:
Kyodontas(çok ama çok farklı ve Oscar a göre de çok iddalı bir film nasıl aday gösterildi onu bile anlamadım)-Yunanistan, In a Better World-Danimarka, Incendies-Kanada, Hors la loi-Cezayir ve Biutiful-Meksika bu dalda golden globe kazanan In a Better World ve Inarritu nun bardem kozlu Biutiful u yarışacaktır ama Incendies e de dikkat diyorum o da geriden gelip kazanan atlar gibi son anda süpriz yapabilir yunanistan ve cezayir filmlerinin hiç şansı yok ama ben In a Better World un alacağını düşünüyorum, bu dalda hiçbir şey belli olmaz hep ters köşe filmler kazanır bakalım bu sene ne olacak dediğim gibi In a Better World-Danimarka bence bir adım önde.
En iyi Kurgu:
Bu dalda adaylarımız 127 Hours-John Harris, Black Swan-Andrew Weisblum, The Fighter-Pamela Martin, The Kings Speech-Tariq Anwar ve The Social Network- Kirk Baxter bu sene bu dalı protesto ediyorum ben onu belirteyim, baştan sona kadar kurgusuyla insanı büyüleyen INCEPTION nasıl aday olmaz bunu anlamak mümkün değil o yüzden bu sene bu dalda kim kazanırsa umrumda değil çünkü benim oscarım bu dalda Inception un bu yüzden yorum yapmayacağım bu dalda.
En iyi Kadın Oyuncu:
Bu dalda Nicole Kidman oscar kazandığı The Hours filminden sonra (ki o filmde 2002 idi) adam gibi oyunculuk sergileyerek Rabbit Hole ile aday oldu, Annette Bening The Kids are Allright ile 4.kez aday oldu, Michelle Williams Blue Valentine ile aday oldu film harika ama Michelle bence aday olacak bir performans sergilememiş, Jennifer Lawrence Winters Bone filmiyle genç oyuncu kontenjanından aday oldu ve evet şimdi bu 4 adayı da unutalım çünkü kazananı yazıyorum Black Wwan ile ilk kez aday olan Natalie Portman ödülü kazanacak ama yinede hani çok büyük bir süpriz çıkarsa Anette Bening çıkar diye de ekleyelim ama %1 bile değil o süprizin çıkma ihtimali.
En iyi Erkek Oyuncu:
adaylar: Biutiful filmiyle çocuklarına bakmaya çalışan ve bakmak için illegal işler yapan bir babayı oynayan Javier Bardem, True Grit filmiyle ödül avcısı bir kovboyu oynayan ve geçen sene bu ödülü kazanan Jeff Bridges, The Social Network filmiyle facebook un kurusucu rolünü çok iyi canlandıran Jesse Eisenberg, 127 Hours filmiyle gerçek hayatta bir dağda mahsur kalan dağcıyı canlandıran ve gecenin sunuculuğunuda yapacak olan James Franco ve The Kings Speech filmiyle kekemelikten kurtulmaya çalışan VI. George u canlandıran Colin Firth bu dalında kazananı belli hatta bence en iyi kadın dan daha garanti ve kesin o yüzden süpriz e bile gerek yok 2.bir aday söylemeyeceğim kazanan The Kings Speech ile colin firth olacak.
En iyi Yönetmen:
Genelde Oscar da en iyi yönetmeni alan en iyi filmi de alır ama bu sene öyle olmayacak en iyi yönetmeni kazanan ile en iyi filmi kazanan farklı olacak en iyi yönetmende adaylar Black Swan ile Darren Aronofsky, True Grit ile Coen kardeşler, The Social Network ile David Fincher, The Kings Speech ile Tom Hooper ve The Fighter ile David o Russel bu dalda kazanan The Social Network ile David Fincher olacak ama şunu söylemekde yarar var bu film yönetmenin en iyi filmi değil sizde takdir edersinizki SE7EN, FIGHT CLUB, THE GAME, ZODIAC ve THE CURIOUS CASE OF BENJAMIN BUTTON gibi filmler yanında The Social Network gerçekten basit kalıyor ama Oscar da yönetmenler dalında hep zamanı gelenlere verilir bu senede bu az önce yazdığımız filmlerin meyvesini toplayacak ve hak etmediği bir filmde de olsa o hak ettiği ödüle kavuşacaktır David Fincher.
En iyi Film:
Veee gelelim Oscar töreninin en son açıklanan dolayısıyla en önemli ödülüne bu dalda adaylar geçen sene 10 a çıkarılmıştı ve ben bunu onaylamamıştım, 10 film bence çok fazla neden derseniz asla hak etmeyen filmlerinde sayı 10 olduğu için aday gösterilmesi, sayı 5 iken aday olan filmlerin hepsinin bir ağırlığı vardı ama 10 a çıktıktan sonra az sonra yazacağım adaylardan asla aday olamayacak olan filmler aday oluyor bu yüzden umarım tekrar 5 e düşürülür en kısa zamanda en iyi film adayları.
Bu senenin 10 adayı: 127 hours, black swan, The Fighter, Inception, The Kids are Allright, The Kings Speech, The Social Network, Toy Story 3, True Grit ve The Winters Bone.
10 film o kadar abartı ki en iyi animasyonda aday olan Toy Story 3 burda da aday düşünün yani ayrıca The Winters Bone ve The Kids are Allright asla ama asla hak etmiyorlar Oscar a aday olmayı ama 10 olunca mecburen aday oluyorlar neyse biz kim kazanır a geçelim aslında bu 10 adaydan açık ara en iyi film Inception ve o almalı ama tabiki Oscar da bu tür filmler asla kazanamaz bilimkurgu Oscarın kültüründe yoktur o yüzden 2 favorimiz var bu sene biri tüm eyalet ödüllerini ve golden globe u kazanan The Social Network diğeri de sektör ödüllerini(sag,dga,pga) ve baftayı kazanan The Kings Speech, The Social Network ancak golden globe kazanır kalıcı bir film değildir izlenir geçilir türü filmlerdendir ama The King Speech bir kralın yaşamından kesit sunan ve gerçekten kaliteli bir filmdir ve Oscarı genelde böyle filmler kazanır dolayısıyla benim favorim bu sene The Kings Speech ve kazanacaktır da Oscar bazen saçmalar bu senede saçmaladı adaylarda ama filmlerde genelde kazanması gereken yani hak eden kazanır ve süpriz olacağını sanmıyorum The Kings Speech bu senenin en iyi film oscarını alacaktır.
26 Ocak 2011 Çarşamba
OSCAR ADAYLARI AÇIKLANDI...

25 Ocak itibariyle Oscar adayları açıklandı 27 Şubatta da ödüller sahiplerine Kodak Theatre da yapılacak törenle verilecek The King's Speech 12 dalda aday olarak bu senenin liderliğini kimseye kaptırmadı, Coen kardeşlerin re-make yapımı True Grit ise 10 dalda aday oldu ve açıkçası beni şaşırttı bu kadarını beklemiyordum, Inception da 8 dalda aday oldu ama özellikle 2 dalda aday gösterilmeyerek herkesi şaşırttı hatta akademiye ağır eleştiriler yapıldı bu yüzden(az sonra ayrıntılı açıklayacağım), The Social Network de Inception gibi 8 dalda adaylık aldı bu sene.
Fazla süpriz olmadı adaylıklarda ama yinede bir kaç dalda skandal denilecek şeyler oldu bunların ilki en iyi yönetmen dalında yaşandı Christopher Nolan Inception gibi masterpiece ile ilk 5 e giremedi mesela oysa The Fighter-David o.Russel ya da True Grit-Coen kardeşler yerine kesinlikle Nolan olmalıydı ilk 5 te , diğer bir skandal ise en iyi kurgu dalında yaşandı Inception ı izleyen herkes kurgusuna hayran kalmıştır ve film o kurgusu sayesinde bu kadar ilgi görüp kült mertebesine ulaşmıştır ama akademi direk adayları açıklamadan Inception a vermesi gerekirken en iyi kurgu oscarını, adaylar arasına bile almayarak büyük bir skandal a yol açtı, bu 2 skandal dışında bunlar kadar olmasada yine hatalı seçimler yaptı akademi mesela en iyi film dalında (10 filme çıktı geçen sene) Blue Valentine kesinlikle olmalıydı ama akademi Toy Story 3 ü hem en iyi animasyonda hem de en iyi filmde adaylıklarına soktu , bunun dışında en iyi erkek adaylıklarında Buried filmiyle inanılmaz bir oyunculuk sergileyen Ryan Gosling olmalıydı bu da büyük bir haksızlık oldu, en iyi kadın adaylıklarında da Another Year filminde çok başarılı bir kompozisyon çizen Lesley Manville olmalıydı en azından Michelle Williams yerine onun olması daha adaletli bir seçim olurdu ve son olarak en iyi yabancı film adaylıklarında Yunanistan yapımı Kyodontas-Dogtooth filminin ilk 5 e girmesi beni şok a uğrattı filmi izlediğiniz zaman bana hak vereceksiniz bu film değil ilk 5 te ilk 9 da bile olmamalıydı diye düşünüyorum.
Evet oscar törenlerinde hep bi sansasyon olur ama bu sene daha adaylıkların açıklanmasıyla başladı skandallar, 27 Şubat da izleyip göreceğiz kimlerin kazanacağını ve 26 Şubatta kimlerın kazanacağını ayrıntılı bir yazıyla yazacağım umarım hak edenler kazanır.
21 Ocak 2011 Cuma
2.Yarı Başlarken...
Ve büyük gün geldi yaklaşık 3 saat sonra 2010-2011 sezonu 2.yarısı Beşiktaş-Bucaspor maçıyla resmen başlayacak bu yazımda 2.yarıda neler olacağını ve kimlerin şampiyonluk şanslarının olduğunu yazacağım.
Öncelikle Beşiktaştan başlayalım önce Quaresma sonra Gutiyi aldı ve bu 2 bombaya devre arasında Simao Almeida ve Fernandes gibi Portekiz milli takımının 3 asını daha ekledi ve kağıt üstünde ligde şuanda açık ara en iyi kadro Beşiktaşta fakat 17 maçın 17sinide kazansa acaba şampiyon olabilirmi zor gibi gözüküyor çünkü lider Trabsonspor ilk yarı sadece 9 puan kaybetmiş ve eğer ilk yarıdaki performansını gösterirse zaten Beşiktaş 17 de 17 yapsa(ki bu kadro 17 maçıda kazanabilecek güçte bir kadro)bile şampiyon olamaz, zaten başta başkan olmak üzere Schuster ve futbolcular amaçlarının şampiyonlar ligine katılmak olduğunu söylüyorlar ve bu kadronun gelecek sene çok iyi işler yapacağını belirtiyorlar.
Fenerbahçeye gelirsek liderle arasında 9 puan fark var Bursasporla ise 4 puan ama 2.hafta çok önemli onlar için kendi sahalarında oynayacakları Trabzon maçını kazandıkları takdire fark 6 ya düşer ve kalan 14 haftada herşey olabilir o yüzden Fenerbahçe öncelikle ilk 2 haftayı kayıpsız kapamak zorunda şampiyonluk için ve Aykut Kocaman ın elinde sadece lig kaldı önce şampiyonlar liginden elendiler sonra avrupa liginden ve ardından kupada 3 te 3 yaparak sıfır çektiler ellerinde tek lig kaldı ve buna sıkı sıkıya sarılmak zorundalar 17 hafta uzun ve 18.hafta Trabzon maçı Fenerin kaderini belirleyecek maç olacaktır.
Bursaspor a gelirsek ilk yarı geçen seneki ilk yarıya göre daha fazla puan topladılar üstelik şampiyonlar ligide vardı 1 puan toplayıp elendiler ve artık sadece tek kulvarda yarışacaklar o da lig ve kadro olarak en oturmuş kadro Bursada var üstelik gol yollarında son derece etkili olan Glasgow Rangers ın forveti Kenny Miller ı aldılar bu da gol yollarında sıkıntı yaşamayacaklarını gösteriyor ve liderle arada sadece 5 puan fark var her ne kadar liderle yapacakları maç deplasmanda olacak olsada ben bu sene şampiyonlukta en favori takımın Bursaspor olduğunu düşünüyorum ve sanırım 2.şampiyonluklarını üstelik üst üste kazanacaklar.
Trabzonspor yönetimi futbolcusu ve Şenol hocaya sorsalardı ilk yarı kaç puan toplamak istersiniz diye eminim kimse bu puanı söylemezdi gerçekten inanılmaz bir ilk yarı geçirdiler sadece 9 puan kayıp yaşadılar Fenerbahçe,Galatasaray,Beşiktaş ı yendiler ama 2.yarı bu 3 takımlada istanbulda oynayacaklarını söyleyelim öncelikle sonra da hemen ekleyelim Trabzonspor camia olarak hemen karışmaya müsait bir camia ve üst üste gelecek 2 mağlubiyet hemen etkileyecektir takımı kadro olarakda tecrübeli oyunculardan kurulu değiller ve bu da ligin sonlarına doğru olacak baskı altında ezilmelerini kolaylaştıracaktır ve 2. ile 5 3.ile 9 puan fark olsada bu senede maalesef trabzonspor şampiyon olamayacaktır diye düşünüyorum bu sene Bursaspor şampiyonluk ünvanını koruyacaktır 2.ise ya Trabzonspor ya da Beşiktaş olacaktır.
Tüm takımlarımıza başarılar hak eden iyi oynayan kazansın.
Öncelikle Beşiktaştan başlayalım önce Quaresma sonra Gutiyi aldı ve bu 2 bombaya devre arasında Simao Almeida ve Fernandes gibi Portekiz milli takımının 3 asını daha ekledi ve kağıt üstünde ligde şuanda açık ara en iyi kadro Beşiktaşta fakat 17 maçın 17sinide kazansa acaba şampiyon olabilirmi zor gibi gözüküyor çünkü lider Trabsonspor ilk yarı sadece 9 puan kaybetmiş ve eğer ilk yarıdaki performansını gösterirse zaten Beşiktaş 17 de 17 yapsa(ki bu kadro 17 maçıda kazanabilecek güçte bir kadro)bile şampiyon olamaz, zaten başta başkan olmak üzere Schuster ve futbolcular amaçlarının şampiyonlar ligine katılmak olduğunu söylüyorlar ve bu kadronun gelecek sene çok iyi işler yapacağını belirtiyorlar.
Fenerbahçeye gelirsek liderle arasında 9 puan fark var Bursasporla ise 4 puan ama 2.hafta çok önemli onlar için kendi sahalarında oynayacakları Trabzon maçını kazandıkları takdire fark 6 ya düşer ve kalan 14 haftada herşey olabilir o yüzden Fenerbahçe öncelikle ilk 2 haftayı kayıpsız kapamak zorunda şampiyonluk için ve Aykut Kocaman ın elinde sadece lig kaldı önce şampiyonlar liginden elendiler sonra avrupa liginden ve ardından kupada 3 te 3 yaparak sıfır çektiler ellerinde tek lig kaldı ve buna sıkı sıkıya sarılmak zorundalar 17 hafta uzun ve 18.hafta Trabzon maçı Fenerin kaderini belirleyecek maç olacaktır.
Bursaspor a gelirsek ilk yarı geçen seneki ilk yarıya göre daha fazla puan topladılar üstelik şampiyonlar ligide vardı 1 puan toplayıp elendiler ve artık sadece tek kulvarda yarışacaklar o da lig ve kadro olarak en oturmuş kadro Bursada var üstelik gol yollarında son derece etkili olan Glasgow Rangers ın forveti Kenny Miller ı aldılar bu da gol yollarında sıkıntı yaşamayacaklarını gösteriyor ve liderle arada sadece 5 puan fark var her ne kadar liderle yapacakları maç deplasmanda olacak olsada ben bu sene şampiyonlukta en favori takımın Bursaspor olduğunu düşünüyorum ve sanırım 2.şampiyonluklarını üstelik üst üste kazanacaklar.
Trabzonspor yönetimi futbolcusu ve Şenol hocaya sorsalardı ilk yarı kaç puan toplamak istersiniz diye eminim kimse bu puanı söylemezdi gerçekten inanılmaz bir ilk yarı geçirdiler sadece 9 puan kayıp yaşadılar Fenerbahçe,Galatasaray,Beşiktaş ı yendiler ama 2.yarı bu 3 takımlada istanbulda oynayacaklarını söyleyelim öncelikle sonra da hemen ekleyelim Trabzonspor camia olarak hemen karışmaya müsait bir camia ve üst üste gelecek 2 mağlubiyet hemen etkileyecektir takımı kadro olarakda tecrübeli oyunculardan kurulu değiller ve bu da ligin sonlarına doğru olacak baskı altında ezilmelerini kolaylaştıracaktır ve 2. ile 5 3.ile 9 puan fark olsada bu senede maalesef trabzonspor şampiyon olamayacaktır diye düşünüyorum bu sene Bursaspor şampiyonluk ünvanını koruyacaktır 2.ise ya Trabzonspor ya da Beşiktaş olacaktır.
Tüm takımlarımıza başarılar hak eden iyi oynayan kazansın.
12 Ocak 2011 Çarşamba
GOLDEN GLOBE YAKLAŞIRKEN...

Aralık-Ocak-Şubat aylarını sevmem çünkü soğuk havadan nefret ederim ama işe sinema açısından bakarsak en sevdiğim 3 ay Aralık,Ocak ve Şubat çünkü en kaliteli filmlerin vizyona girdiği aylardır ve bu 3 aya ödül mevsimi de diyebiliriz önce Golden Globe sonrasında sektör ödülleri(Screen Actors,Producers,Writers,Directors),Bafta ardından Independent Spirit ve sonunda OSCAR töreni ile sonlanır bu soğuk ama sinema açısından oldukça sıcak 3 ay.
Golden Globe adayları açıklandı hatta 16 Ocakta yani bu pazar kazananlar açıklanacak bende her sene olduğu gibi büyük bir keyifle tüm filmleri izledim tek tek 2 filmi bulamadım maalesef ama onlarıda oscar törenine kadar elbet izlerim şimdi adayları ve değerlendirmelerimizi yazalım.
EN İYİ FİLM DRAMA:
Adaylar Black Swan,The Fighter,Inception,The Kings Speech,The Social Network.
Black Swan: Darren Aronofsky nin son başyapıtı ve gerçekten çok iddalı bir film iddasını hem kurgusundan hem de oyuncularından dolayı arttırıyo Globe için karşısında çok iddalı filmler var o yüzden işi çok zor Oscarı kesin alamaz ama Globe da süpriz yapabilir.
The Fighter: ya filmi çok abarttılar ya da ben anlamadım ama bence tabiki ilki yani klasik boks filmi ve bu filmden çok daha iyi boks filmleri var en başında Cinderella Man diyebilirim bu film bu daldaki adayların en zayıfı oyunculuklar harika o ayrı Mark Wahlberg, Christian Bale, Amy Adams ve Melissa Leo(ki hepsi oyunculuk dallarında adaylar) harika oynuyorlar ama film bence vasat.
Inception: 2000-2010 arası çekilen en iyi film hangisi deseler açık ara INCEPTION derim işte öyle bir film ama ödül törenleri için bu tür filmler hep adaylıktan öteye geçemeyen filmler olmuştur bu dalın açık ara en iyisi kalite bakımından ama dediğim gibi ödülü alamaz alırsa harika olur ve almalıda ama işte bilimkurgular sinemanın her zaman üvey çocukları olmuştur o yüzden adaylıkla yetinecektir.
The Kings Speech: bu senenin oscar galibi diyorum evet daha Oscara çok var ve biz Globe adaylarını değerlendiriyoruz ama olsun Globeları kazananlar son senelerde Oscarı alamıyorlar sadece Slumdog Millionaire istisna olarak araya girdi o yüzden umarım Globe u alamaz ama oscarı alır çünkü bu senenin en iyi filmlerinden biri ve kesin izlenmeli.
The Social Network:
Bence Globe u bu dalda kazanacak film bu filmdir sebebi ise Globe tarzı film bu film Oscarı asla alamaz bu filmler o senenin popüler filmleridirler bir rüzgar tuttururlar ve o rüzgarla bi kaç ödül alırlar bknz: Brokeback Mountain,Avatar vsvs.
Eyalet ödüllerinin hepsini süpürdü ve Globe a da çok güçlü geliyor alırmı alır şaşırmam ama hakeden o mu değil.
p.s: film güzel evet facebook un kuruluş hikayesi daha ne olsun ama sadece seyirlik.
EN İYİ FİLM MÜZİKAL-DRAMA:
Adaylar Alice in Wonderland, Burlesque, The Kids Are All Right, Red ve The Tourist.
Alice in Wonderland: Tim Burton un son harikası ve tabiki başrollerde ebedi dostu ve oyuncusu Johnny Depp var film 3 boyutlu izlendiğinde muhteşem bir görsel zevk veriyor ama bence bu dalda sadece aday olmak için aday ödül alacak kadar iyi değil.
Burlesque: Cher ve Cristina Aguilera oynuyor farklı bir müzikal ama bu dalın en zayıf filmi.
The Kids Are All Right: Bu dalın kazanan filmi olacaktır filmde keyifli oyuncularda harika Annette Bening ve Julianne Moore süper oynamışlar iki lezbiyeni, Mark Ruffalo da iyi filmde kötü bir şey bulamazsınız keyifli bir film ve bu ödülü alır.
Red: Tamamen şöhretler geçidi(Morgan Freeman,Bruce Willis,Helen Mirren,John Malkovich) başka bir şey değil o yüzden sevmedim bu filmi ben zayıf ve kalitesiz sadece oyuncularından dolayı izlenir.
The Tourist: Angelina Jolie ve Johnny Depp varsa başrollerde o film her şekilde izlenir hatta böyle kötü bir film olsada izlenir ama ödül kazanamaz hatta aday olmasıda tamamen aday kontenjanını doldurmak için.
EN İYİ ERKEK OYUNCU DRAMA DALI:
Bu dalda adaylar Jesse Eisenberg-The Social Network, Colin Firth-The Kings Speech, James Franco-127 hours, Ryan Gosling-Blue Valentine ve Mark Wahlberg-The Fighter.
Genç oyuncu jesse eisenerg iyi oynamış olsada bu dalda ödülü alacak sonuncu kişi olur Mark wahlberg de ringde çok iyi düvüşmüş ama ödül onunda hakkı değil Ryan Goslin in Blue Valentine ını izlemedim maalesef, 127 hours ile James Franco çok iyi rol çıkarmış olsa da bu ödülü rahat bir şekilde The Kings Speech ile Colin Firth alacaktır.
EN İYİ KADIN OYUNCU DRAMA DALI:
Bu dalda adaylar Halle Berry-Frankie and Allice, Nicole Kidman-Rabbit Hole,Jennifer Lawrence-Winters Bone,Natalie Portman-Black Swan ve Michelle Williams Blue Valentine.
Halle Berry klasik oyunculuğunu sergilemiş zaten iyi oyuncu ama bu ödülü ona vereceklerini düşünmüyorum, Kidman da uzun zaman sonra ben oyuncuydum ve hala oyuncuyum dedirtecek bir performans sergilemiş gerçekten başarılı bir kompozisyon ama ondan daha iyiside var, genç oyuncu Jennifer Lawrence gayet ümit veren bir performans sergilemiş gelecek için bende bu sektörün önemli oyuncularından olacağım mesajı vermiş, Blue Valentine izlemedim maalesef o yüzden Michelle Williams hakkında bir şey diyemeyeceğim ama sanırım Black Swandaki Portman dan daha iyi oynamamıştır bu ödülü Natalie Portman harika oynadığı balerin rolüyle kazanacaktır.
EN İYİ ERKEK OYUNCU KOMEDİ MÜZİKAL DALI:
Johnny Depp iki filmle aday bu dalda hem Alice in Wonderland hem de The Tourist ile ama ikisiyle de kazanacağını sanmıyorum,Paul Giamatti Barney's Versionda çok iyi herzamanki gibi döktürüyor, Jake Gyllenhaal Love and Other Drugs filminde sıradan bir oyunculuk sergilemiş bildiğimiz romantik komedi yani ve son olarak bu dalda Kevin Spacey Casino Jack ile resmen rol kesmiş bu dalda adayım o yüzden kesinlikle Spacey olacak ama yinede Giamatti de alırsa şaşırmam.
EN İYİ KADIN OYUNCU KOMEDİ MÜZİKAL DALI:
Genç oyuncu Emma Stone Easy A adlı gayet eğlenceli filmde filmi tek başına götürüyor çok iyi oynamış ama çok daha güçlü rakipleri var yinede eğer tek rakibi Angelina Jolie olsaydı The Tourist filmiyle ben Emma alır derdim çünkü Angelina bence kontenjan doldurmak için aday gösterilmiş. Anne Hathaway de aynı partneri Jake Gyllenhaal gibi normal bir komedi performansı sergilemiş Love and Other Drugs filminde o yüzden bu ödülü onunda kazanma ihtimali yok denecek kadar az sona sakladığım 2 harika oyuncu ise Julianne Moore ve Annette Bening The Kids are All Right filminde 2 lezbiyeni gayet başarılı oynamışlar ve ödülü ikisinden biri kazanacaktır ve bu Annette Bening olacaktır.
EN İYİ YARDIMCI ERKEK OYUNCU DALI:
The Kings Speech ile yılların oyuncusu Geoffrey Rush yine kendine hayran bırakıyor izleyenleri, The Social Network ile Andrew Garfield ise ortalama üstü oynamasına rağmen rakipleri gayet güçlü olduğundan sadece aday olarak onore edilmekle kalacaktır, yılların eskitemediği büyük oyuncu Michael Douglas(2 gün önce kanseri yendiği açıklandı) Wall Street 2 ile yine harika oynamış ilk filmle oscarı almıştı acımasız borsacı gekko rolüyle ama bu filmde o performansına çıkamıyor,bu dalda en önemli iki adaydan biri The Town filmiyle Jeremy Renner izleyenler sana o rolden dolayı küfrediyorsa sen o rolün hakkını vermişsindir Renner da The Town da rolünün hakkını verdiğini yediği küfürlerle kanıtlıyor ama yinede benim adayım The Fighter da çok iyi oynayan Christian Bale bu ödülü Renner ın elinden kapacaktır.
EN İYİ YARDIMCI KADIN OYUNCU DALI:
The Fighter filminden iki adayımız var biri boksörümüzün sevgilisi rolüyle Amy Adams diğeride annesi Melissa Leo ikiside gerçekten başarılı performanslar sergilemişler ama bu ödülün bu filmden bir oyuncuyua gideceğini düşünmüyorum, Animal Kingdom filminde Jacki Weaver bir mafya ailesini ayakta tutmaya çalışan kadını oynuyor gayette başarılı ve bu dalın en önemli adaylarından alırsa kimse şaşırmasın ama benim ondan daha güçlü bir adayım olacak, Black Swan ile Mila Kunis de şu zamana kadar sergilediği oyunculuk profilinin tamamen dışına çıkıyor ve ben iyi oyuncuyum dedirtiyor ama benim bu daldaki adayım The Kings Speech filmiyle Helena Bonham Carter otoriteler ona şans vermiyorlar ama ben onun alacağını düşünüyorum eğer alamazsa Jacki Weaver kazanacaktır ama umarım Helena Bonham Carter alacaktır.
EN İYİ YÖNETMEN:
The Fighter filmiyle usta yönetmen David o.Russel,The Kings Speech ile Tom Hooper, Black Swan ile Darrren Aronofsky adaylar gayette iyi filmler çekmişler ama bu ödülün asıl 2 adayı The Social Network ile David Fincher ve Inception ile Christopher Nolan ve kesinlkle Nolan almalı o inanılmaz filmiyle sonuna kadar hak ediyor bu ödülü ama maalesef Fincher a verecekler umarım hak eden kazanır ve Nolan alır Fincher iyi bir film çekmiş olabilir ama Inception ile The Social Network asla kıyaslanmaz o yüzden Christopher Nolan almalı.
EN İYİ ANİMASYON FİLMİ:
Geçen seneye göre daha vasat animasyonlar çekildi bu sene ve adaylardan The Tangled,Despicable Me, How to Train Your Dragon sadece kontenjan dolsun diye adaylar ve bu ödülü kazanacak anime de belli Toy Story 3 ama benim gönlümün kazananı kesinlikle The Illusionist animasyonu, çok sıcak ve içten bir anime ve onun hak ettiğini düşünüyorum ama maalesef Toy Story 3 bu senenin kazananı olacaktır.
EN İYİ YABANCI FİLM:
Danimarkadan In a Better World, İtalyadan I am Love, Fransadan The Concert, Rusyadan The Edge ve Meksikadan Biutiful bu seneki adaylarımız. İtalyan filmini hiç beğenmedim ve bana hayır güzel film diyenlerede sadece gülerim The Concert gerçekten süper bir film ve bu dalın favorilerinden Rus yapımı da kesinlikle izlenmesi gereken 2.dünya savaşı zamanında geçen gerçek bir hikaye, Danimarka filmide hani vakit geçirmek için izlenebilecek filmlerden Meksika yapımı Biutiful ise maalesef bulamadığım için izleyemediğim 2.film globe adaylarından(Blue Valentine dan sonra) o yüzden her ne kadar favori Biutiful diye konuşulsa da ben onu izlemediğim için izlediğim 4 film içinden en beğendiğim filmin The Concert olduğunu söyleyeyim bakalım kim kazanacak bu sene ama umarım The Concert alır gerçekten çok iyi bir hikaye ve herkes izlemeli.
5 Aralık 2010 Pazar
YAVUZ TURGUL SİNEMASI VE AV MEVSİMİ


Yavuz Turgul türk sinemasının en önemli yönetmenleri dendiğinde aklımıza gelen 4-5 usta yönetmenden biridir ve bu bu kategoriye sadece 7 filme ulaşmıştır kendisi, filmlerinin vazgeçilmez oyuncusu da tabi ki bu 7 filmin son 6 sında oynayan Şener Şen dir, turgul sadece yönetmende değildir senarist tarafıda en az yönetmen tarafı kadar güçlüdür ve senaryosu ona ait olan çok önemli türk filmleride vardır,, sinemaya senarist olarak başlamış ve bir çok efsane filmin senaryosunu yazmıştır( Tosun Paşa, Sultan, Züğürt Ağa, Çiçek Abbas).
Yavuz Turgulu türk sinemasının en önemli yönetmenleri konumuna getiren filmleri değerlendirsek:
FAHRİYE ABLA:
1984 senesinde ilk yönetmenlik deneyiminde turgul harika bir film yaptı ve bu film türk sinemasının kült filmlerinden biri olmayı başardı evet Fahriye Abla(Müjde Ar)ve aşık olduğu mustafa(Tarık Tarcan ın hikayesini anlatan ama insanı oturduğu yere çivileyen Müjde Ar'ın inanılmaz performansıyla herkesi etkileyen bu film aynı zamanda Turgul unda harika yönetmenliği ile gerçekten çok büyük zevkle izlenen bir başyapıt olmuştur. Bu filmi izlemeyen kaldıysa kesinlikle izlemeli diyorum belki Turgul un en naif filmidir ama duygu aktarımı olarak en önemli filmlerindendir tabiki Müjde Ar'ın da bu filmin başarılı olmasında payı büyüktür.
MUHSİN BEY(1987):
Türk sinemasının en iyi 10 filmi sıralaması yapıldığında her zaman ilk 10 a giren hatta ilk 3 e giren ve çoğu zaman 1.olan bu harika filmde Turgul'un harika yönetmenliğinden çıkarn bir film olarak türk sinema tarihine geçmiştir. Muhsin Bey filmini izlemeyen varmıdır acaba diye düşündüğümde elbet vardır ama çok şey kaçırmıştır izlemeyenler diye düşünüyorum. Şener Şen(bu filmle başlayan ortaklık bundan sonraki tüm filmlerde devam eder)ve Uğur Yücel'in başrollerde oynadığı filmde istanbula türkücü olmak için gelen ALİ NAZİK'in hikayesi anlatılır ve bu efsane filmle Uğur Yücel türk sinemasına kazandırılır gerçekten oyuncu okullarında gösterilmesi gereken bir oyunculuk çıkarmıştır yücel bu filmde tabi ki turgul un muhteşem oyuncu yönetimi de bunda etkili olmuştur.
AŞK FİLMLERİNİN UNUTULMAZ YÖNETMENİ(1990):
Bu film Muhsin Bey kadar meşhur olmamıştır belki ama onun kadar kaliteli onun kadar iy onun kadar ders verici bir filmdir ve bu filmde de Şener Şen filme resmen damga vurmuştur, zamanında çok ünlü bir yönetmen olan Haşmet(Şener Şen)artık kariyerinin sonlarına gelmiş unutulmak üzeredir ve son kez bir şans verilmiştir ve filmi çekmeye başlar hikayemizde burda başlar film güldürdüğü kadar yürek de burkar film içinde film çekilen ender filmlerden olma özelliğine de sahiptir bu Harika film aynı zamanda Müjde Ar da oynamaktadır bu filmde ve bu filmde kesinlikle izlenmesi gereken bir filmdir.
GÖLGE OYUNU(1992):
Yine Şener Şen ve yanında bu sefer Şevket Altuğ bundan önceki yazdığım 3 filme göre daha vasat ama özellikle Aşk filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni ve Muhsin Bey'in İNANILMAZ yapımlar olduklarını varsayarsak onlarla karşılaştırmak haksızlık olur bu filmi ama yine de çok keyifli ve güzel bir filmdir. Işık kullanımı olsun senaryosu olsun oyunculukları olsun gerçekten süper bir filmdir ama dediğim gibi diğer 2 ŞAHESER ile karşılaştırdığımızda biraz vasat kalabilir ama sinema olarak asla vasat bir film değildir bu filmde Turgul severler tarafından izlenmelidir.
EŞKIYA(1996):
Bu film için ne yazılabilirki evet bundan önce yazdığım filmler Yavuz Turgul u Turgul yaptı ama bu film içlerinde en popüler olanıydı en iyisimi sinemasal olarak tabiki değil Muhsin Bey çok daha iyi hatta Aşk filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni de daha iyi diyebiliriz(tatışılabilirde bu yorumum) ama açık ara en etkileyici en ağlatan en insanı vuran film derseniz açık ara bu filmi yazarım.
Şener Şen belkide kariyer filmi yapmıştır bu filmde(bir sürü harika oyunculuğu var büyük ustanın burdan en az 10-15 film sayarım ama kime sorsanız dışarda Şener Şen in en iyi filmi diye Eşkıya der daha iyi performansları vardır belki ama ben de Eşkıya derim)onun yanında Uğur Yücel(Muhsin Bey den sonra) yine harika bir performans göstermiştir, Özkan Uğur da çok iyidir aynı şekilde Şermin Hürmeriç(Keje) ve Kamran Usluer(Berfo)çok iyi oynamışlardır oyunculuk,senaryo,yönetmenlik ve de MÜzikleriyle 4/4 lük bir filmdir EŞKIYA ben 6 kez izlemişimdir ve her izlediğimde boğazım düğümlenir o kadar etkili bir filmdir ve izlemeyen tabiki kalmamıştır kaldıysada çok büyük bir eksikliktir.
not: türk sinemasının tekrar canlamasında çok büyük etkisi olmuştur ayrıca EŞKIYA filminin.
GÖNÜL YARASI(2004):
Uzun bir aradan sonra( tam 9 sene) üstelik Eşkıya gibi EFSANE bir filmden sonra çekti büyük usta bu filmi Eşkıyadan sonra ne çekerse çeksin eleştirilme ihtimali çok fazlaydı çünkü çıtayı çok yükseklere çekmişti ve ondan daha iyi bir film olma ihtimalide gerçekten azdı evet Eşkıya ya göre daha kötü diyemeyeceğim ama daha vasat bir filmdi belki Gönül Yarası ama kıyasladağımız filme bakarsak türk sinemasının en iyi 10 filminde her zaman yer alan Eşkıya o yüzden asla o filmle karşılaştırmadan, kendi içinde değerlendirmemiz gerekir Gönül Yarasını.
Filmde başrollerde her zamanki gibi Şener Şen olmak üzere Meltem Cumbul oynuyor yardımcı oyuncu Timuçin Esen de en az başroller gibi öne çıkıyor çünkü harika bir performans gösteriyor( Turgul'un filmlerinin en önemli özelliği senaryoları gereği karakter oyunculuğunu öne çıkarması ve oyunculukların her zaman çok iyi olması hiçbir filminde oyuncular vasat değildir hep kariyer performansları gösterirler) filmin konusu ise piskopat eşinden kaçan dünya(Meltem Cumbul)un istanbulda bir pavyonda şarkı söylemesi ama kocasının onun peşini bırakmayıp istanbula gelmesi ve böylece gelişen olaylar.
Filmin müzikleri harika oyunculukda harika ama senaryoda ilk defa açıklar vardır ama yinede verdiği duyguyla ve sonunda gözyaşlarını gözden istemsizce akıtmasıyla bu filmde Turgul sinemasının izlenmesi gereken filmlerindendir( YAVUZ TURGUL'un bütün filmleri izlenmelidir evet beğenirsiniz beğenmezsiniz ama her filmi külttür ve çok kalitelidir.)
Baştada dediğim gibi sinemaya senarist olarak başlayan Turgul hem başkalarının yönettiği filmlerde hem de kendi filmlerinde senaryolarının üst düzey olmalarıyla sinemada kendine yer edinmiştir ama 2007 de Ömer Vargı'nın yönettiği Kabadayı filmiyle belkide kariyerinin en kötü senaryosunu yazmıştır sözde mafya filmi olan ama herkesin o basit senaryosuna güldüğü film bence çok başarısız bir film olarak Turgul'un sinematografisine geçmiştir.
2010 senesinin filmleri yavaş yavaş açıklandığında AV MEVSİMİ diye bir film çekileceği ve filmi yazan ve yönetenin Yavuz Turgul olacağı açıklandı oyuncularında Şener Şen(vazgeçilmezi), Cem Yılmaz ve Çetin Tekindor olacağı açıklandığında ister istemez herkes çok büyük bir beklenti içine girdi büyük bir yönetmen, usta oyuncular ve film cuma günü vizyona girdi bizde herkes gibi büyük beklentilerle gittik filme.
Av Mevsimi için ilk başta görüntü yönetmenliği olarak inanılmaz bir iş çıkarılmış bunu söyleyerek başlayabilirim hollywood un a klas filmlerinde olan görüntülerden hçbir farkı yoktu filmin o anlamda türk sinemasının en iyisi diyebilirim şu ana kadar öyle bir film çekilmedi türkiyede, ama herşey tabiki görüntüyle bitmiyor, senaryo(kabadayı filminde s.o.s vermişti turgul senaryosuyla) gayet basit ve sıradan polisiye bir film çekiyorsanız böyle bir senaryo olmaz biraz gizem olmalı karışık olmalı, seyircinin kafası karışmalı, seyirci kendini yormalı ama bunların hiçbiri yok gayet tekdüze bir senaryo çıkıyor karşımıza üstelik inanılmaz mantık hatalarıda var burdan şimdi bunları yazmak istemiyorum, gidecekler için sadece izleyin bana hak vereceksiniz diyorum ama 2 nokta yazmak istiyorum; 1- katilin kim olduğu filmin hemen 2.yarısında anlaşılıyor (10 yaşındaki çocuk bile anlar)2- bir doktor sahnesi varki akıllara zarar(izleyince kesin hak vereceksiniz).
Oyunculuklara gelirsek Şener şen herzamanki gibi ustalığını konuşturuyor ama cinayet masası dedektifi kibar olmamalı biraz sert olmalı diye düşünmeden edemedim, Cem Yılmaz ise gerçekten şapka çıkarılacak bir kompozisyon çiziyor filmde(beni en çok şaşırtan da bu oldu filmde) Çetin Tekindor için fazla söze zaten gerek yok çok iyi bir karakter oyuncusu kendisi, Okan Yalabık(kendisini sevmem) çok başarılı oynuyor o da beni şaşırttı ve Melisa Sözen ise bu saydıklarım kadar iyi olmasada(zaten olamaz) sırıtmıyor en azından.
Sonuç olarak film vasatın da altında bir polisiye filmi olarak bende hayalkırıklığı yarattı ama yine de bu senenin büyük beklentilerle beklenen 3 filmi arasında( New Yorkta 5 Minare, Prensesin Uykusu) en iyisi diyebilirim(sinema kalitesinde tabi ki Prensesin Uykusu ama izleme açısından Av Mevismi).
not: Filmde Cem Yılmazın Kazım Koyuncunun HAYDE HAYDE şarkısını söylediği sahne çok güzeldi çok beğendim o sahne için bile gidilir aslında.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)