18 Mayıs 2010 Salı

BURSASPOR: İNANMIŞ BİR KENTİN BÜYÜK BAŞARISI



bursa şehri bu ülkenin 4.büyük şehridir ve büyük bir başarıya imza atmıştır türkiye süper liginde şampiyon olarak 2. ve 3.büyük şehirler ankara ve izmirin yapamadığını yapmıştır bursa şehri çünkü birlik beraberlik içinde futbol takımlarını kayıtsız şartsız desteklemişlerdir üstelik türkiyenin 3 büyük takımını geride bırakarak mucizeye tanık olmamızı sağlamışlardır.
bu başarıda en büyük pay tabi ki teknik direktör ertuğrul sağlamındır, ertuğrul futbolculuğundan beri efendi kişiliğini koruyan ve futbol camiasında hep takdir edilen bir kişiydi ve onun için her zaman adam gibi adam ertuğrul sağlam sloganı söylenmiştir, futbolu bıraktıktan sonra önce samsunda yardımcı hoca olmuş sonra tek sorumlu olarak samsunun başına geçirilmiş ve samsunu küme düşme potasından orta sıralara taşıyınca kayserinin dikkatini çekmiştir ve kayseriye sıçrayış yapmıştır ordaki büyük başarısı ve kayseriyi ligin saygı duyulan takımlarından biri yapmasıyla kendini bir anda beşiktaşın başında bulmuştur ertuğrul sağlam ama maalesef en ufak bir başarısızlığa tahammülü olmayan başkan müsveddesi tarafından uefa elenişi sonrası üstelik ligde gayet iyi durumdayken görevden alınmıştır aslında o istifa etmiştir yine karakterli bir davranış göstererek çünkü takımın başındayken başka hocalarla görüşülmesini kabullenememişti oysaki kovulmayı bekleyip hatrı sayılır bir tazminat da alabilirdi ama o paradan daha önemli değerler olduğunu herkese göstermişti bu şerefli hareketiyle.
bir süre dinlenen ve kendini yenileyen sağlama bursa kucak açmıştı ve sağlam hiç düşünmeden kendine kucak açan bu futbol şehrinin teklifini kabul etmişti üstelik ondan önce rıdvan dilmene teklif edilen ve bursanın zor durumda olduğu bu teklifi korkarak kabul etmeyen dilmenden sonra düşünüldüğü halde bunu sorun etmemişti ve karışık bir takımın başına gelmişti devre arasında, ve takımı hemen toparlamıştı sağlam o sene ligi orta sıralarda bitirmişti bursaspor ve 2009-2010 senesi için transferler yapılmış herkes yine sezon başında tahminler yapmıştı gs bjk fb hangisi şampiyon olur diye kimse bursaspora bırakın şampiyonluğu ilk 4 için bile şans tanımıyordu, lig başladı gs ve fb harika bir başlangıç yaptılar 8 de 8 yaparak ve 8.haftada yapılan yorumlar gs ve fb nin bu ligi açık ara fark atarak ve brbirleriyle yarışarak götürecekleri yönündeydi ama hiç de öyle olmadı harika taraftarı ile bütünleşen bursaspor bütün tahminleri çöpe attırdı herkesi şaşırttı ve bir anadolu devrimi yaptı bu başarıda 1 dakika süre alandan takımın yıldızlarına herkesin payı var ama ertuğrul sağlamın karakterli futbol oynatmasının payı büyük.
bursasporun şampiyonluğa inanış maçına gelirsek kadıköyde fenerbahçe ile oynuyordu ve 2-0 gerideydi ama maçı bırakmadı üstelik 55 bin kişinin önünde oynarken hiç yılmadı ve maçı 3-2 kazandı işte bu geri dönüş bursaya biz şampiyon olabiliriz biz de bunu başarabiliriz inancı verdi ve son hafta kendi sahasında beşiktaşı yenip fenerbahçenin puan kaybetmesini bekledi ve beklediği mucize gerçekleşti fenerbahçe 60 bn taraftarının önünde üstelik tek kale oynadığı maçta trabzon kalecisi onuru ve iki stoper egemen ile girayı bir türlü geçemedi ve maçın berabere bitmesiyle bursasporun anadolu ihtilali gerçekleşmiş oldu bursa artık bu ligin 5.büyüğüdür bu bir gerçektir ve bursaspor hakkında yapılacak tek şey önlerinde saygıyla eğilmektir.

7 Mayıs 2010 Cuma

reha erdem

Reha Erdemi türk sineması ilk filminden beri tanıyordu ama türkiyenin tanıması 5 vakit filminden sonra oldu. Reha Erdem 5 vakit filmiyle sadece türkiyede değil avrupada da ismini duyurmayı başarmıştır. Erdem aslında daha ilk filmiyle ismini duyurmayı hak etmişti çünkü İngmar Bergman tarzında, harika bir ilk film yapmıştı A ay adlı filmi siyah beyaz olarak çekilmiş ve atmosfer olarak çok farklı bir filmdi, ama erdem o filmden sonra sinemaya uzun süre ara verdi 1988 senesindeki ilk filminden sonra reklam çekimlerine ağırlık verdi ve hayranları tam 10 sene beklemek zorunda kaldı onun ikinci filmini görebilmek için ve ikinci filmi kaç para kaç da gerek sağlam metinleri gerek vermek istediği mesaj açısından çok başarılı bir yapım olarak reha erdemi yönetmenlik koltuğuna iyice ısındırdı. Kaç para kaçda, insanoğlunun para için neler yapabileceği, paranın insanı nasıl değiştirdiğini çok iyi anlattı erdem ve bu filmden sonra da 5 senelik bir ara verdi sinemaya ve geri döndüğü üçüncü filmi korkuyorum anne bana göre ilk iki film kadar başarılı olmasada güzel bir seyirlik olarak kesinlikle tavsiye edilecek bir film oldu özellikle oyunculuklar çok başarılıydı filmde ve bu filmden sonra reha erdem sinemadan hiç kopmadı 2 senelik bir bekleyişten sonra onun adını tüm türkiyenin duyacağı en başarılı yapıtı beş vakit geldi, bu film reha erdemi saygı duyulur yönetmenler sınıfına soktu ama reha erdem bu filmle yetinmeyip hemen ardından bu sefer hayat var adlı başyapıtını sinemaseverlere armağan etti, bu filmi o kadar başarılı bulundu ki hemen hemen katıldığı her festivalden ödülle döndü erdem ve sonrasında bu seneki filmi kozmos geldi bu filmle antalya altın portakal film festivalinde en iyi film ödülünü kazandı erdem, film özellikle yabancı festivallerde büyük övgüler aldı ve önemli ödüller kazandı.
Reha erdem de sineması çok kaliteli olan yönetmenler gibi gişede hep hayalkırıklığına uğradı en son hayat var 70 milyonluk ülkede 12 bin sinemasever tarafından izlendi ama yine de gerçek sinemaseverler reha erdem ve onun gibi kaliteli yönetmenleri biliyor ve onlara saygı duyuyor.
Reha erdemin en iyi filmi bence hayat var ondan sonra da 5 vakit gelir kozmosu açıkçası sevmedim ben o kadarına gerek yoktu diye düşünüyorum daha gerçekçi realist filmler bekliyorum reha erdemden umarım bundan sonraki filmlerinde de hayat var tarzında hikayelere yönelir bu arada reha erdem demişken onun filmleriyle ismini duyduğumuz Elit işcandan da bahsetmemek olmaz önce 5 vakitte gördüğümüz daha sonra hayat var başrolde oynayan ve iki filmde de harika bir oyunculuk çıkaran elit işcan gerçekten ismi gibi elit bir oyuncu olacak gelecekte, işcan türk sinemasının en büyük yıldızı olma yolunda emin adımlarla ilerliyor diyebilirim.

1 Mayıs 2010 Cumartesi

green zone


paul greengrass ve matt damonun 3.işbirliği olan ve hiç düşmeyen temposuyla harika bir politik aksiyon filmi girdi bu hafta vizyona ırak savaşının iç boyutunu tüm çıplaklığıyla anlatan green zone bu haftanın açık ara en iyi filmi.
the bourne serisinin son iki filminde de çalışan iki önemli isim bu filme de damgalarını vuruyorlar matt damon artık aksiyon filmlerinin aranılan adamı olduğunu filmdeki performansıyla seyirciye kanıtlarken paul greengrass da filmde heyecanını bir an olsun düşürmeden hep artan tansiyonla ve seyircinin adeta gözünü kırpmadan filmi izlemesinin sağlıyor.
herkes tarafından bilinen ama amerika tarafından ısrarla reddedilen fakat bu filmin alenen gösterdiği ve bir nevi amerikanın kendi sineması tarafından yalanlandığı ırak savaşının nedeni filmde izleyicinin gözüne sokula sokula anlatılıyor kitle imha silahlarını bahane ederek savaşa giren amerikanın asıl amacının saddam hüseyini devirmek ve petrol sahalarını eline geçirmek olduğunu film tüm çıplaklığıyla anlatıyor ve savaşı legal hale getirmek için düzenlenen politik oyunlarıda iyi bir sinematogrofi eşliğiyle anlatıyor film.
filme vakti olan herkes gitmeli özellikle şu sıralar iyi filmlerin olmadığı sinema salonlarında bu film en iyi seçenek olarak duruyor.

27 Nisan 2010 Salı

yaz geliyor

bu yaz gerçekten çok güzel bir yaz olacak başlangıcı da kapanışı da muhteşem organizasyonlara sahne olacak bir yaz yaşayacağız, önce güney afrikada dünya kupası düzenlenecek ilk defa afrika kıtasında düzenlenecek ve inanılmaz sıcaklarda zor bir dünya kupası olacak ve birbirinden büyük yıldızların sahne alacağı bu harika şenlik 11 haziranda başlayacak ve tam 1 ay boyunca tüm dünyanın gözü güney afrikada olacak ve bu önemli organizasyonla başlayacak yaz ayları tüm hızıyla devam edecek. Türkiyeye gelecek birbirinden önemli müzik yıldızları ile istanbul çok harika günler geçirecek izmirde de bu sene yaz bir farklı geçecek şehre yeni bir soluk getiren arenanın açılmasıyla ve izmir istanbula gitmeyecek bu sene konser dinlemek için istanbulda çıkan her şarkıcı izmirde de çıkacak bu yaz ve yaz harika yaşanacak izmirde, kapanışıda harika olacak bu yazın futbolla açılan mevsim basketbolla kendini sonbahara teslim edecek dünya basketbol şampiyonası 28 ağustos tarihinde türkiyede başlayacak ve türkiye ile beraber tüm dünya bu sefer bu organizasyona gözünü dikecek izmir ankara kayseri ve istanbulda başlayacak grup maçları sonunda çeyrek finallerle heyecan istanbula taşınacak ve inanılmaz bir yaz yaşayacağız dolu dolu ve heyecanlı bir yaz bizi bekliyor bu sene.

25 Nisan 2010 Pazar

bursasporun elinden şampiyonluğun Çalınışı

evet daha 3 hafta var ligin bitmesine ve ben hala inanıyorum bursanın şampiyon olacağına ama dün akşam galatasaray bursaspor maçında yaşanan skandal ne olursa olsun affedilemeyecek kadar büyük bir skandal ve belki de bursasporun şampiyonluğunun çalındığı çok büyük bir rezalet diyebilirim.
bünyamin gezer bu ülkenin iyi hakemlerinden biri olabilir ama dün yaptığı ve kesinlikle kasıtlı olan o yüzden hata demiyorum çünkü hata kasıtlı olmaz hareketiyle bursasporun emeğini çalmıştır, galatasarayın 10 kişi kaldığı andan itibaren hakem nasıl yapsamda bursadan da bir oyuncu atsam diye kara kara düşünmeye başlamıştı ve galatasaray 10 kişi kaldıktan sonra daha oyun başlamadan zapotocny ye çıkardığı 2.sarı ve kırmızıyla bursayı 10 kişi bırakmasını bana kimse hata olarak açıklayamaz zapo orda hucüm yapan oyuncu yani faul yapma ihtimali yok orda keita defans yapan yani rakibinin avantajını bozmaya çalışan oyuncu ve sen sırf zapoyu atmak için ikisine de uyduruktan sarı kart veriyorsun ve dakika 72 yani 20 dakika var maçın bitmesine gs 10 kişi devam etse bursa büyük bir avantaj sağlayacaktı gol atar atamaz orasını kimse bilemez ama büyük bir baskı kuracaktı 10 kişi kalan rakibine karşı bu bir gerçek ama bünyamin gezer buna izin vermedi ve bursanın emeğini resmen çaldı bu gece rahat uyuyacakmı acaba gezer bence uyuyacak çünkü onun yaptığı hata değildi KASIT tı.

3 t3 3

bu sene beşiktaş hakemler tarafından öyle bir katledildi ki sanırım daha önce 3 büyüklerden bir takıma böyle kasti ve bilinçli bir katliam yapılmamıştır daha öncekileri hiç söylemiyorum sadece son 3 haftaya bakmak yeterli sanırım o kadar kritik haftalara girmişken önce trabzon maçı dakika 90+2 ve egemen ceza sahası içinde topu resmen elliyor ve top bariz bir şekilde yön değiştiriyor ve bunu yan hakem görüyor ama görmemezlikten geliyor ve 2 puan uçuyor hemen sonrasındaki hafta fenerbahçe maçı fenerliler başta emre lugano bilica bjk topçularını ince ince doğruyorlar hakemde buna çanak tutuyor emre maçı kartsız bitiriyor luganonun ceza sahasında elle kestiği ve hakemin 3 metre uzaktan net gördüğü pozisyon bir önceki hafta gibi görmemezlikten geliyor bununla kalmıyor bilica toramanın saçını çekiyor kart görmüyor penaltı yaptırıyor kart görmüyor ve dünya futbol tarihinde belkide ilk defa görülen bir şey yapıyor penaltı noktasını kazıyor ve sadece sarı kart görüyor ve o kazı sebebiyle penaltı kaçıyor ernst hiçbirşey yapmamasına rağmen hakemin gözü önünde olan pozisyonda 10 metre uzaklıktaki yan hakemin uyarısıyla kırmızı kart görüyor ibrahim toraman yine hiçbirşey yapmamasına rağmen tekme attın diye yine yan hakemin yalanıyla kırmızı kart görüyor ve bir maçta daha beşiktaş katlediliyor ve bu hafta sivas maçında bobonun ceza sahasında düşürülmesine yine penaltı çıkmıyor 3 maçta net 3 penaltısı verilmeyen ve onun dışında bir sürü kıyımlar yapılan beşiktaştan şampiyonluk resmen çalınıyor.

23 Nisan 2010 Cuma

fenrbahçe-bjk maçı ve ligin kaderi

fenerbahçe takımı bunu hep yapıyor özellikle kadıköydeki maçlarda kazanmak için her yol mübah onlar için ne olursa olsun çirkeflik hile bir şekilde yapıyorlar ve kazanıyorlar en son beşiktaş maçında da böyle oldu sahneye önce hakem sonra bilica çıktı ve fenerbahçe bu maçı kazandı beşiktaş ise üstüste iki maçta yapılan hakem hatalarıyla şampiyonluğa veda etti hakem hüseyin göçek bjk tarafından istenmemesine rağmen maça atandı ve o psikolojiyle tabi ki aziz yıldırım faktörünü de unutmamak lazım maçı resmen katletti önce bilicanın toramanın saçını çekişine seyirci kaldı daha sonra 2 metre mesafede luganonun ceza sahasında topu elle kesmesini görmemezlikten geldi ve zaten o pozisyondan sonra adeta dağıldı göçek bilicanın hareketine penaltıyı vermek zorunda kaldı ama sarı kartı vermedi ve daha sonra bilicanın futbol sahalarında daha önce görmediğimiz ahlaksızlıkta yaptığı penaltı noktasını kazması var ona da sarı kart verdi ama daha önce bilcaya 3 kez sarı vermesi gerekirdi ve kırmızıyla bilica atılmalıydı daha sonra volkanın penaltı kullanılmadan yarım metre öne çıkmasına da göz yumdu gökçek acaba bunlar aziz yıldırımın tff ye verdiği ultimatomdan mı kaynaklanıyordu yoksa bu hakem bu kadar mı basiretsizdi o olaydan sonra devreye yardımcı hakem serkan gençerler girdi önce ernst i attırdı ki hakem o pozisyona daha yakındı ve dirsekte atmamıştı ernst ernst atılırken emre maçı kart görmeden tamamladı onu da yazayım bu arada ve bu faciadan sonra maç boyunca adeta dövülen saçı çekilen tekme atılan dayak manyağı yapılan toramanı attı tekme attın diyerek ama ortada tekme falan yoktu maçta hakem ön plana çıktı ve maçı katletti son zamanlarda böyle katledilen bir maç olmadı olamaz da zaten ve bu olaydan sonra bjk için lig bitti fb ise şampiyonluk yolunda çok önemli bir virajı kayıpsız geçti şimdi son 4 hafta izleyeceğiz fb nin maçlarını ve takımın kazanamadığı zaman 12.adam hakemin nasıl devreye gireceğini göreceğiz umarım bursaspor olur şampiyon ama aziz ve tayfası varken çok zor sahaiçinde oynanmıyor çünkü oyunlar türkiyede saha dışında güçlü olmak zorundasın özgener cannes da fb voleybol maçı izlerken bjk trabzon maçında katledilmişti özgener gibi siyasi iradeyle futbolun başına gelen başkanları istemiyoruz çünkü basiretsiz oluyorlar haluk ulusoy gibi başkanların gelmesi ve türk futbolunun cesur ve tarafsız bir şekilde yönetilmesi dileğiyle...